Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Torosların cenubunda bir kavim yaşar, aklen gabî bedenen kavi. Fakirin riyaset eylediği suvari çetesinin azaları dahi ol kavme mensubtur. Mah-ı evvelde levendlerime “Baka yiğitlerim, muharrem mahının nevroza döndüğü cûnlerde şehr-i Stambol’da motosiklet panayırı arz-ı endam eyleyecektir. Bizim dahî ol panayırda terennüm eyleyip, Frenk diyarlarından getirilen alelacaip küheylanları, beygirleri ve dahi katanaları temaşa eylememiz icap etmektedir. Varasız sefer hazırlıkları yapasız. Atlarımıza atlayıp bir kervan eyleyip düşelim Asitane yollarına” eyledim. İptida “Hürmetli haşmetli efendimiz, sencileyin mertebe-i evliyadan Çelebi Angutun peşisıra değil şehr-i Stambol, cehennemin yedi kat derununa dahi sefer eyleriz. Sen bizi muntazır bilesin” dedilerse de, sefer günü gelende kimi “iklim kıştır, yollar soğuktur, mabâdımız donacaktır” deyu, kimi dahi “ evdeki avrat kızar, işden gücten vakit yoktur” deyu cümlesi kaytarıp tırsarak hakîri ol seferde yek başına yalnız koydular…şerrefsizler. "
Motosiklet nâm, iki tekerlek üstü oturtulmuş onlarca kuvvâ-i beygir, dehşetengiz frenk icadı makinalara düşkün serdengeçti delilerin Garbi Anadolu diyarındaki Kütahya nâm şeherde toplanacaklarını işittikte, Angut Çelebi kulunuz dahi bir dakika daha yerinde duramayıp, receb ayının üçü zebahı şafak sökerken ve dahi karga mahlukatı necasetten müteşekkil kahvaltısını henüz ziftlenmekteyken yollara düşüverdim. "