Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Çocukluğumuzda numaralı noktaları birleştirerek çizilen basit oyunlar vardı. Çocuktuk da büyüdük mü? Sadece oyuncaklarımız değişti. Matchbox arabalar oldu Honda/BMW motosikletler. Çocukken o numaralı noktaları birleştirirdik kağıt üzerinde. Şimdi haritayı açıp görmek istediğimiz yerleri birleştiriyoruz. O noktalar birleşince, oyuncaklarımızla gideceğimiz yollar çıkıyor karşımıza.
İşte Tayfun Ağabey ile benim bu yol hikayem de böyle başladı. Açtık haritayı önümüze, yaz ağabeycim Kemaliyeliler Taş Yolu’nu, ver oradan Bilbilan Yaylası’nı, geçerken bir Girlevik bir Tortum Şelaleri dedik. Bu noktaları birleştirirken Ride Turkey’den Ahmet Varan Ağabey, Batum Motosiklet Festivali demez mi? Körün istediği bir göz Allah vermiş iki göz misali, rotamıza son şeklini verip, eksiklerimizi tamamladık.
24 Temmuz 2010 cumartesi sabahı klasik buluşma mekanı Kurtköy Opet’de idik.
İlk günümüzün rotası Gerede, Ilgaz, Amasya üzerinde Tokat ve Sivas.
Çerkeş’i 13 km geçince asker arkadaşım Taner Çavuş’un dinlenme tesislerine giriyoruz. Yıllardır görüşmüyorduk. Kardeşim sabaha karşı yatmış işten güçten, haber ediyorlar koşup geliyor hemen. Asker arkadaşına sarılmak da başka oluyor.
Bu da bıcırık kızı Zeynep;
Buradan ayrılmadan hemen önce Tayfun Ağabey;
Çerkeş’ten radarcı amcalara çaktırmadan tatlı tempolu bir sürüşle Amasya’ya ulaşıyoruz. Şehir içinde bir tur attıktan sonra Amasyalı’ların Yalıboyu dediği Yeşilırmak ve tarihi Amasya evlerinin beraber aktığı caddedeyiz. Birbirine benzeyen eski evlerden restore edilerek yapılan otel/lokanta tarzı yapılardan birine giriyoruz. Niyetimiz sulu Türk yemeği yemek böyle bir yerde. Tulumları çıkartıp iyice yayılıyoruz masaya. Garsonun nazik bir şekilde sadece ızgara olduğunu söylemesinin ardından niyetimizi söyleyip kalkıyoruz oradan. Kalkıyoruz ama eşyalarımızı, almaya üşendiğimizden bırakıyoruz orada. Dönüşte çay içmek üzere sözleşip bir de üzerine geleneksel yemekler yapan bir yerin tarifini alıyoruz.
Tarif ve tavsiye ile gittiğimiz Emasia Mutfağı, tam aradığımız yer. Yeşilırmak’ın kıyısında eski bir konak.
Yediklerimiz arasında en çok baklalı yaprak sarmasını beğeniyoruz.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pzr Ağu 15, 2010 12:30 pm Mesaj konusu:
Pencereden Yeşilırmak ve eski evler;
Yemekten sonra eski evlerin arasında yürüyüp;
Kral kaya mezarlarını seyrediyoruz biraz.
Amasya’dan çıktıktan hemen sonra yol boyunca aynamda olan Tayfun Ağabey’in motorunun farının yanmadığını görüyorum. Tam sağa çekip Tayfun Ağabey’e söyleyecekken, O gelip bana aynı şeyi söylüyor. Bu GS’ler ampulun çalışmadığını söylüyormuş meğersem sürücüsüne. Breh breh breh…
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pzr Ağu 15, 2010 12:34 pm Mesaj konusu:
Tokat’ta bir çay molasının ardından hava kararmadan önce Sivas’a ulaşıyoruz.
Tokat-Sivas yolundan bir kare;
Personelin son derece ilgili olduğu rahat ettiğimiz bir yer olan Sivas Öğretmenevi’nde kalıyoruz. Akşam hem Sivas Kongresi binasını görmeye hem bir şeyler yemeye dışarı çıkıyoruz.
Caddeleri bırakıp, pasajların hanların içinden geçiyoruz bir ara.
Meydana vardığımızda, kongre binası karşımızdaydı.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pzr Ağu 15, 2010 12:38 pm Mesaj konusu:
Bir gece panaromik çalışması. Hareketli ışıklardan dolayı geçişler belli oluyor yer yer.
Tayfun Ağabey kongre binasında;
Ertesi sabah zinde bir şekilde uyanıp hızlı bir şekilde hazırlandık. Bugün çok heyecanlıydık. Çünkü rotamız Kemaliyeliler Taş Yolu’ndan geçiyordu.
Fotoğraf makinemi hem hemen ulaşılabilecek hem de güvenli bir şekilde taşımak için, depo üstü çantamı bu işe ayırmıştım seyahatten önce. Sünger yuvasında hem problemsiz hem sürekli elimin altındaydı makine. Tavsiye ederim.
Öğretmenevi’nin önündeyken yanımıza elinde sigarayla bir arkadaş yanaşmıştı. Aramızda geçen diyalog aynen şöyle;
-Ağabey bunlar felç yapıyormuş. (motorları göstererek)
-Elindeki ne? (sigarayı göstererek)
Memleketimden insan manzaraları deyip devam ediyoruz.
Bu gün yani 25 Temmuz 2010 Pazar günü, Kangal ve Divriği üzerinden Taş Yol’a gelmeyi, Taş Yol’dan da Kemaliye , Kemah, Erzincan yapmayı planlıyoruz…
Kangal’ın girişindeki büyük kangal köpeği heykelinin, gerçek kangal köpeklerinden daha çok ilgi çektiğini söylüyor, ilçeye girişte sohbet ettiğimiz trafik polisleri.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pzr Ağu 15, 2010 12:40 pm Mesaj konusu:
İlçenin girişinde sol tarafta bulunan Devlet Kangal Üretme Çiftliği’ni izin isteyip dolaşıyoruz biraz. Öğrendiğimiz kadarıyla özel çiftlikleri gezmeye pek izin vermiyorlarmış.
Kangal’dan Divriği’ye doğru giderken Taşyol’a yaklaşmanın heyecanı da gitgide artıyor.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pzr Ağu 15, 2010 12:44 pm Mesaj konusu:
Ben girişte biraz nefeslenirken, Tayfun Ağabey bir gidip geliyor Taşyol’un içinden.
Taşyol, dünyanın ikinci büyük kanyonu olan Kemaliye Karanlık Kanyon’a dolayısı ile Fırat’a paralel giden yapımı tam 130 yıl sürmüş, hikayesi uzun kendisi 8,5 km bir yol. Kemaliye’yi, Erzincan’ı kullanmadan İstanbul ve Ankara’ya bağladığı için Kemaliyeliler için önemi büyük aslında. Hava sirkülasyonu ve az da olsa ışık, yer yer Fırat’a doğru açılan büyük deliklerden sağlanıyor .Geçtiğimiz sayısız kaya tünelinde elektrik, ışık tesisatı, asfalt, hiçbir şey yok. Kayalar yıllarca özverili insanlar tarafından, resmen dededen toruna kalan bir iş gibi delinmiş. Ve biz burada motorla geçiyoruz. Çok sessiz, çok karanlık, çok heyecan verici. Mutlaka geçmelisiniz…
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pzr Ağu 15, 2010 12:45 pm Mesaj konusu:
Taşyol’dan hemen sonra Kemaliye’de buluyoruz kendimizi. Bugüne kadar gerek iş için gerek özel seyahatlerim için Türkiye’nin tamamına yakınını görmüş biri olarak, Erzincan’ın Kemaliye ilçesinin bugüne kadar gördüğüm en güzel, en farklı ilçe olduğunu belirtmek istiyorum. Tayfun Ağabey ile bu muhteşem yerin tadını çıkarıyoruz.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Pzr Ağu 15, 2010 12:46 pm Mesaj konusu:
Kemaliye’den geldiğimiz yönden çıkarken Taşyol’un Kemaliye tarafından girişi karşılıyor bizi. Taşyol’a girmeyip sağdan demir köprüden devam edip İliç ve Kemah üzerinden Erzincan’a yöneliyoruz.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız