Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Gezi Künyesi
Tarih : 09-13 Ağustos 2008
Rota : Çanakkale-Çan / Gökova Körfezi
Katılanlar : Ayşegül-Ayhan ÖNDER (FZ6)
Özlem-Ender EGE (Suzuki GSX 650F)
Toplam Km : 1.300
Bu seneki yıllık izin tatilimizde iki aile olarak Gökova Körfezi’ne gitmeye karar verdik. Özellikle Akyaka, görmek istediğimiz yerlerin başında geliyordu. Gezimizin amacı, uzun yol yapmak, daha önceden görmediğimiz yerleri görmek, denize girmek, ruhen de dinlenmekti. Gezimiz, amacına uygun çok güzel bir şekilde gerçekleşti.
1.GÜN : Yolculuğumuz 9 Ağustos 2008 Cumartesi günü saat 12.00 gibi hazırlık sonrası ve aile fertlerinin uğurlamasıyla başladı.
İlk günümüz yaklaşık 500 km.sürdü. Çanakkale-Çan / Akyaka
Benzin depolarımızı doldurup Çan-Yenice üzerinden İzmir’e doğru yolculuğumuz başlıyor.
İzmir’e kadar bildiğimiz yollardan devam ediyoruz. İlk molamızı verme ihiyacı hissediyoruz. Hava sıcak, acıktık ve biraz da haliyle yorulmuşuz.
Biraz dinlendikten ve yemekten sonra yola devam. Çok acıkmış olmalıyız ki yemek fotosu hiç çekmemişiz…
Otoban yolları hiç sevmesek de mecburen bazen girmek zorunda kalıyoruz.
Hava sıcak olduğu için otobanda mola verdik. Bol bol sıvı tüketmek gerekiyor.
İzmir-Aydın otobanı sonrası Çine’deyiz.
Çine’den sonra Yatağan ve Muğla yollarındayız.
Buralarda yolculuk yolların otoban tarzında olması sebebiyle bana biraz sıkıcı geliyor. Ormansız yollarda yolculuk beni her zaman sıkıyor. Bu nedenle yolculuk sırasında varolan ormanlarımızı yok etmemeli ve elimizden geldiğince de bu konuda etkin olmalıyız diye düşünüyorum.
Muğla’dayız.
Şehir içinde biraz dolaşıp hava kararmadan Akyaka’ya ulaşmak üzere devam ediyoruz.
Ufukta Gökova körfezini görmeye başlıyoruz.
Hava kararmak üzere ve kıvrıla kıvrıla inen yollardan saat 20.30 civarı Akyaka’ya ulaşıyoruz.
Akyaka gezimizin hedef gidilecek yeri olmasına rağmen kesin varıp varamayacağımızı kestiremediğimiz için otel rezervasyonu yapmamıştık. Ama her yerin bu kadar dolu olabileceğini düşünememiştik. Elimizdeki Akyaka oteller listesinde ne kadar otel, motel, pansiyon telefonu varsa hepsini aradık. Son aradığımız yer GÜLEMCE pansiyondu. Burada da yer olmadığını, gece saat 23.00 gibi gelirseniz bir pansiyonun boşalacağını öğrendik. İyi ki de burasını bulmuşuz. Gitmeyi düşündüğümüz rotaların da orta noktası olması nedeniyle bir-iki gece olarak düşündüğümüz pansiyonda 5 gece kaldık.
Ben şahsen pansiyon olayını hiç yaşamamıştım. Otele göre kesinlikle daha rahat edilecek bir konaklama yöntemi. İstediğin saatte kalk, istediğini ye ve ayrıca da ekonomik olması
Kaldığımız pansiyon GÜLEMCE… Çok temiz ve bakımlı.
2.GÜN: İlk sabah kalktığımızda madem pansiyonda kalıyoruz, hakkını verelim dedik ve biraz alışveriş yaptık. Mükemmel bir sabah kahvaltısıyla kendimize geldik.
Kahvaltı sonrası Akyaka içinde keşif turu yaptık.
]
Akyaka civarında gezilebilecek yerler
Biz de ilk gün Akbük körfezini seçip bu koya gittik. Allah buraları cennet diye yaratmış sanırım. Dağların ve denizin birbiriyle kucaklaştığı muhteşem yerler.
Akbük koyuna denize paralel ve oldukça virajlı yollardan ulaşıyoruz.
Akbük Koyu
Denizi pırıl pırıl.
Sahilde motorlarımızı parkettiğimiz yere iki kişi geliyor ve bizim motorlar ile hatıra fotoğrafı çektiriyorlar
Güzel bir gün sonrası akşam üzeri tekrar Akyaka’ya dönüyoruz.
Şehir merkezine (Akyaka) ulaşıyoruz. Akyaka’nın içinde denize ulaşan Azmak Deresi var. Balıkçılar bu derede oldukça bereketli balıkçılık yapıyorlar. Biz de akşam yemeği için balık satan bulabilimiyiz diye Azmak kenarına geliyoruz ama maalesef balık satışları akşam 17.00 ye kadar bitiyormuş. Köprünün üzerinde balık tutanları ve atlayış yapanları seyredip pansiyona dönüyoruz.
İyiki pansiyonda kalıyoruz, zaten eşyalarımız için nerdeyse bir oda gerekiyor.
Akşam yemeği eşim Ayhan’dan. Laf aramızda çok güzel et yemekleri yapar;)
3.GÜN: Güzel bir gün ve akşamı sonrası ertesi gün Dalyan’a gitmeye karar veriyoruz. Bu gezimizde çok planlı olmadığımız için kararlar son anda veriliyor.
Sabah hazırlıklar tamamlanıp yola koyuluyoruz.
Dalyan’ dayız. Teknelerle denize ulaşacağız. Bulunduğumuz yer, Köyceğiz Gölünü’nün denize bağlanan kolları üzerine kurulmuş bir yerleşim yeri. Bu tatlı su deltası üzerinde 20-25 dakikalık bir sürede teknelerle denize (İztuzu plajı) na ulaşılıyor.
Tekne turu başlıyor.
Sağ tarafta dağların yüzeyine yapılmış kaya mezarları, ilginç !
Tura devam
Plaja ulaşıyoruz.
Öğleden sonraları genelde burası dalgalı oluyormuş
Bir de ne görelim, mankenlerin mayo çekimleri varmış Bir iki kare de biz çektik…
Böylece kah denizde, kah plajda eğlenceli bir günü tamamlayıp dönüşe geçiyoruz. Dönüş yine aynı teknelerle Dalyan’a dönüyoruz.
Dönüş yolunda ilginç bir sohbet yaşıyoruz. Tekneye süren kaptana yakın olunca bizimkiler muhabbet etmeye başlıyorlar. Nereden geliyorsunuz, nereye gidyorsunuz derken, adam Çanakkale Çan adını duyunca “ben de motorumu Çan’a sattım” demez mi? Dünya ne kadar küçük. Arkadaşımız Önder Kandemir’in aldığı motorun sahibiymiş meğerse…
Ve Dalyan’dayız. Burası karetta karetta da denilen kaplumbağaları ile de ünlü bir yer.
Dalyan sokaklarında bir iki tur atıp, akşam yemeği için bir yer bakıyoruz.
Yemek yedikten sonra, Akyaka’ya dönmek üzere Dalyan’dan ayrılıyoruz.
4.GÜN: Akyaka civarında görülmesi gereken yerlerden Sedir Adası’na gitmeye karar veriyoruz.
Sedir adası çok özel bir yer olması sebebiyle biraz bilgi vermek istiyorum. Çünkü ilginç bir hikayesi var. Mısır kıralı tarafından Kleopatra’ya hediye edilmiş bir adadır. Ne kadınmış be :-\
Binlerce sene önce Kleopatra ve Antonius Sezar'ın bu adada büyük bir aşk yaşadığına inanılır. Efsaneye göre, kendisiyle evlenmeyi kabul eden Kleopatra'ya bu coşkusunun hediyesini vermek isteyen Mısır Kralı Antonius, yaklaşık 3000 sene kadar önce balayını geçirmek üzere Kleopatra'yı götüreceği adaya Mısır'dan 60 büyük gemiyle çapları 1 milimetreden daha küçük ve her tanesi aynı büyüklükte olan kumları getirtir. Yalnızca Dünya'nın iki yerinde varolduğu bilinen bu özel kumun diğer özellikleri de ateşte yanıyor, sodalı suda kendiliğinden çoğalıyor ve büyüteç altında incelendiğinde hareket ediyor olmasıdır. Karbonatlı çamurun bir çekirdek etrafında birikmesiyle oluşan kumların denize kattığı eşsiz güzellikteki renk de, Ada'nın görülmeye değer olan diğer özelliklerinden biridir. Kumların bir benzerinin de Kızıldeniz'de olduğu bilinmektedir.
Adaya gitmek için Akyaka’dan Çamlı koyuna gidiyoruz. Adaya Çamlı koyundan tekneler kalkıyor. Yani bugün yine tekne turu var
Çamlı koyuna geliyoruz. Motorlarımızı uygun bir park yerine bırakıp teknenin kalkmasını bekliyoruz.
Yolculuk başlıyor.
Denizin rengi sürekli değişiyor.
Mavi koy
Yeşil koy
Adaya ulaşıyoruz.
Plajdan kenara çıkarken duş alıp çıkmak zorundasınız. Zira üzerinizde kum kalması, ziyan olmaması açısından yasakmış.
Burada da muhteşem bir gün geçirip yine Akyaka’ya dönmek üzere adadan ayrılıyoruz.
Bütün gün, yol, deniz, kum, tekne derken akşam yemeği için Çamlı bölgesinde Çınar Restaurant’ta mola veriyoruz.
5.GÜN: Ertesi gün eve dönüş zamanı. Pansiyondan ayrılıyor ve dönüşe geçiyoruz.
Hava cok sıcak, sık sık sıvı tüketimi için mola veriyoruz.
13 Ağustos 2008 Çarşamba saat 21.30 civarı sağ salim, mutlu ama yorgun bir şekilde gezimizi tamamlıyoruz .
THE END
Sevgilerimizle.
Ayşegül-Ayhan ÖNDER
Özlem-Ender EGE
Çan/Çanakkale
Aysegul ne guzel gezmissiniz ve raporlamissin, cok tesekkurler. Persembe gunu Datca'ya yola cikacagiz, iyi oldu bu.
_______________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - Ist. & C.kale
Resimlere bakarken bir şey dikkatimi çekti. Sedir adasındaki kleopatra plajında daha önce denize kumlara basarak girmiştim. Denizin kenarında teller falan yoktu. Şimdi gördüğüm kadarı ile denize tahta merdivenden giriliyor. Şaşırdım, enteresan...
Oldu olacak plajı komple kapatsınlar, daha iyi. _________________ Fikret
F650 Ankara
Kayıt: Jun 17, 2008 Mesajlar: 383 Nerden: İstanbul/Çanakkale
Tarih: Sal Eyl 16, 2008 7:43 am Mesaj konusu:
Arkadaşlar tebrik ederim, pekçoğumuzun hayalini kurduğu bir gezi.
Benim için önemi ise; doğup büyüdüğüm bu şirin ilçede böyle güzel etkinlikler gerçekleştiren arkadaşların olması.
Maalesef yeni keşfedebildiğim, Çanakkale-Çan menşeili mototeam.org sitesinde bu ve diğer gezi ve faaliyetleri okumuştum.
Ahmet abiyi de (dominator) verdiği desteklerinden ötürü kutlarım.
Herkese selam ve saygılar.
Kayıt: Sep 25, 2007 Mesajlar: 295 Nerden: Çavuşbaşı, İstanbul
Tarih: Sal Eyl 16, 2008 10:55 am Mesaj konusu:
Çok güzel bir gezi olmuş.
Gezenlere, fotoları çekenlere ve bizimle paylaşanlara teşekkürler.
Not: "Çan" deyince, burnuma mis gibi pilav kokusu geldi. _________________ Başar ÇAKMAK
R1200GS
Bazı idealler öyle değerlidir ki, o yolda yenilmek bile zafer sayılır.
Kayıt: Oct 30, 2007 Mesajlar: 232 Nerden: ÇANAKKALE
Tarih: Sal Eyl 16, 2008 1:36 pm Mesaj konusu:
Güzel güzel gezmişsiniz arkadaşlar, sefanız olsun.
Bizlerle de paylaştığınız için çok teşekkürler.
Başarılı bir rapor... tebrikler _________________ Cahit ÇEKER
R1150GS
YazReklam Digital Center
ALO: 0533 643 42 12
" Dünya, Seyahat Etmeyenlerin Yalnızca Bir Sayfasını Okuduğu Kitaptır."
Kayıt: Aug 18, 2006 Mesajlar: 157 Nerden: Istanbul
Tarih: Sal Eyl 16, 2008 5:16 pm Mesaj konusu:
Sevgili Ayşegül,
Nefis bir gezi ve rapor olmuş. Ellerine sağlık. Artık mevsimin nihayetlenmeye başladığı şu günlerde, nasıl da imrendirici ve eski günleri anımsatıcı oldu bilemezsin.
Sevgilerimle.
Çok güzel, detaylı ve ince düşünülmüş bir gezi raporu, sağolun varolun efenim.
Benim açımdan Çanakkale Foça'dan sonra bir nevi ikinci memleket (hemşerim yazmış gibi hissettim yazıyı) Akyaka'da balayı için düşündüğümüz fakat sonrasında rotayı Akdeniz sahillerine çevirdiğimiz bir bölge. Sayenizde gazı tekrar aldık, bunun içinde ayrıca teşekkürler.
Saygılar, sevgiler. _________________ Varlık yokluk derdini şu kafandan sil
Bırak densiz işleri de kendini bil
Gerin şöyle bir güzel, oh derin nefes al
kaç nefes alacağın var ya hiç belli değil
Değerli Arkadaşlarım çok güzel bir yapmışsınız tebrikler. Mesai arkadaşım sevgili Ayşegül, bu geziyi bizimle paylaştığın için sana ayrıca teşekkürler. Ülkemizin cennet köşelerinden birini gezmişsiniz. Antalya-Çanakkale hattından otomobil ile 4-5 defa gezi yaptım ama Marmaris'i görmek dışında Gökova körfezini detaylı gezmemiştim. Gelecek rotalarıma ilave ettiim...
Alıntı:
Ahmet abiyi de (dominator) verdiği desteklerinden ötürü kutlarım.
Hilmi'cim kutlanacak birşey yaptığımız yok, ama teşekkürler...
Beykozlu demiş ki:
Not: "Çan" deyince, burnuma mis gibi pilav kokusu geldi.
Siz gelin pilav kolay. İnşallah bu sene de gerçekleştiririz... _________________ Ahmet YILMAZ
Transalp'06
Çanakkale-Çan
Kayıt: Oct 22, 2003 Mesajlar: 1039 Nerden: göztepe
Tarih: Cum Eyl 19, 2008 1:26 pm Mesaj konusu:
oldu mu simdi?? gel de calis, eve git ise git vs, reva mi bu?
size ceza; eve, ise donemeyin hep yollarda denizlerde dolanin durun sonsuza dek... bitmeyen tatil cezasina carpilin emi _________________ http://www.dentgroup.com.tr/kliniklerimiz/dg-goztepe/
ARh+
Tarih: Pts Eyl 22, 2008 9:08 am Mesaj konusu: güzel gezi olmuş
valla tebrikler güzel gezi yapmışsınız.marmariste olmam dolayısıyla benimde bol bol gezdiğim yerler.sedir adasına gittiğinizde ayakbastı parası ödediniz değilmi
gerçi bu tür şeyler hiç gözüme gelmiyor çünkü oranın böyle bakımlı kalması için harcanıyor o paralar.sedir adasının iç taraflarındaki tarihi eserleri gördünüzmü? içerde 5000 kişilik bir anfi tiyatro vardır mesela.pek kimse bakmaz adanın iç taraflarına.
Akyaka son zamanların gözde tatil yeri.şahsen imkanım olsa marmaris te değilde akyakada oturmayı tercih ederim.
Marushin 777 tiger lar güzel kask değilmi.memnun musunuz.Ben çok memnunum.fikirleriniz merka ediyorum.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız