Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Herhangi bir yerde motorla ilgili bir bilgi yazilmadigi icin aracin normal versiyondan guc ve teknik acidan bir farki olup olmadigini bilmiyorum. Ama gorsel olarak oldukca farkliydi. Rengi, on farin olmayisi, devasa ve disli lastikler, Akrapovic egzos(valla bu adamlar acayip zengin oldu herhalde, fuardaki 10 motordan 3'unde Akrapovic vardi) ve yaris renkleri benim gozume carpanlar oldu. Hemen uzerine atlayip soyle bir hopladim (arkada, benim yaptigim oyunlara dikkat ceken bir adam goruluyor):
HP2'nin bir baska versiyonu da Wunderlich tarafindan donatilan ve adeta yeniden yapilan aracti. Bunun da cogu gorsel farkliliklar sanirim:
Wunderlich tarafindan donatilan bir baska BMW de 1200GS'di, bu kadar donanima sanirim motor kadar para istiyorlardir...
Akrapovic standinda her tarafi (ne kadar tarafi olduguna hayal gucunuz yetismeyebilir) karbon kapli bir K Cup motoru vardi:
BMW standinda kiyafet bolumu oldukca zengindi ancak kendilerini kiniyorum herhangi bir indirim yoktu... Olur mu canim boyle fuar, indirimsiz... Her neyse, fare daga kusmus, dagin haberi olmamis. Kiyafetlerin cogu 2005 katalogunda var zaten. Ancak Rally 2'nin renkleri degismis, onlardan bir ornek, yeni bir sokak takimi-yazlik, ben cok begendim-, yeni kros kasklari(bir dergide fiyati 495 euro olarak belirtilmis) ve Sport Integral'den turetilen, motorlarin yeni grafiklerine benzeyen renk ve desenlerle donatilmis Pro Race kask serisi fuarda sergileniyordu.
Pro Race, SI'den daha hafif, cene klipsi cift D halkaya cevrilerek agirlik tasarrufu yapilmis:
Bu arada biz standi dolasirken, motoru bir turlu kullaniciya birakmayan manken arkadaslar, yuksek topuklari ile silindirleri delmekle mesgulduler, ozellikle su pek bir ugrasti:
Oradan cikip bir baska standa gecerken, Don Kisot test firsatini kacirmayip bir Polaris ATV test etti, arkadaki kizlar ona tezahurat yapiyorlar: "Don Kisot, Don Kisot!!"
Don Kisot olanca hiziyla Buell'e dalacak, orada diz surtmelerine devam edecekti...
Sanço veya Panço, biriniz bununla ilgili de bilgi verse de......... kim bilir...
Turkiye'ye nerede ise iki elin parmaklari kadar gelmis R850R, Comfort adi ile hala eski kasa ile uretilmeye devam ediyor. 1150R ile fiyat farki cok cok az oldugu icin Turkiye'ye gelme ihtimali yok:
1150 sasesine eski nesil R850-1100R benzin deposu ve sele grubunun oturtulmus hali bu aslinda. Bu cizgisi ile bence klasik olmaya aday...
Aman Sinan'cigim Karakiz'imi aldatmaya hic mi hic niyetim yok, birbirimizden cok memnunuz. Sadece yeni modelinin de klasik cizgileri tasiyip tasimadigini, tasiyorsa "motosiklete binme miyadım dolana kadar hayat arkadasligi yapmak uzere bir sıfırla baslayip, motosikletli yasamimima onunla son versem mi acep?" diye bir fikir idi benimkisi...
Ama haklisin, bendeki de aslen bir klasik. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Sadece yeni modelinin de klasik cizgileri tasiyip tasimadigini, tasiyorsa "motosiklete binme miyadım dolana kadar hayat arkadasligi yapmak uzere bir sıfırla baslayip, motosikletli yasamimima onunla son versem mi acep?" diye bir fikir idi benimkisi...
Abi sizinki zaten yeni...
Neyse, Don Kisot'dan edindigim izlenim ile genelde RXXXR serileri konusunda kullanicilarin kafasinin karisik oldugunu gordum. Tarihe kisa bir bakis atip, BMW'nin R...R serisi nedir ona bir bakalim:
Boksor motorun baslangici olan R, 500cc.lik karsilikli yerlestirilmis bir motor ile 1923 senesinde uretilmis su motorlar baslar: R32
Bunu "Yildiz" olarak adlandirilan sase ile uretilen bir model izler, yil 1930'lar...
Ikinci dunya savasinda Alman Ordusu icin uretilen R75, tam bir kult tasarimdir ve 750cc.dir:
Savas sonrasinda kotu bir donem gecirilir, Amerika'ya satilan su model ile firma gecinir:
R serisinin gecirdigi en buyuk evrim 1970 senesinde olur, Coolider'in YF'si uretilir, R75/5:
Bunu 1973'de R90/S ve 1978'de R100/7 gibi modeller izler:
1980'lerde ise GS serisi ayni motorla uretilmeye baslamistir. BMW, klasiklesen serinin kimligini korumak ve kullanicilarin "Roadster" beklentisine karsilik vermek icin serinin adini koyar:
R100R, 1000cc, ve daha kucuk hacimli R80R, 800cc. bunlarin gorunumleri aynidir:
1994 senesinde ise yeni nesil R850R ve R1100R uretilir, bunlar R100R'dan turemistir ancak motorlari tamamen yeni nesildir, enjeksiyona gecilmis on suspansiyon sistemi telelevere donusturulmustur:
Bu arac zaten sizde var. 1999 senesinde GS motorunun 1150cc. olmasi ile birlikte bu araca da makyaj yapildi, R1150R ve R850R olarak hala uretiliyor:
Ayni zamanda R850R olani dedigim gibi "Comfort" adi altinda halen uretiliyor. Bunlarin sizin motordan -bence- hic bir farki yok.
Asil fark, yeni 1200GS motoru, bu araca uygulandigi zaman olacak:
30 kilogram daha hafif, ve 100HP civarinda olmasini bekliyorum, tipki GS'de oldugu gibi...
Ama bizim seri hatlari ile, motorunun saglamligi ile tam bir klasik, Turkiye'de bilinmyor orasi ayri...
Bin ağacım noksan olsaydı da, böyle bir BMW Rider Gear ağacım olsaydı !!!
Ne yapalım, komşuda pişer, belki bize de düşer .... _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Pzr Ksm 27, 2005 11:15 am Mesaj konusu:
Turumuza Buell'dan devam ediyoruz...
Buell ülkemizde tanınan bilinen bir marka olmadığından üzerinde fazla durmayacağım. Ama oldukça radikal fikirleri hayata geçiren bir firma kendileri. Kimsede olmayan özelliklerinden birkaçı
- Benzin şasinin içinde saklanıyor.
- Yağ deposu arka maşa içinde
- Egzozu tam altta, iki tekerlek arasında
- Fren diskleri göbekte değil, janta yakın
Bu sene Buell'daki en büyük yenilik yeni R1200... ee pardon yeni Ulysses yani. Tasarım olarak BMW ile arasında gereğinden fazla ortak nokta olunca insan ister istemez
"Niye özgün bir tasarım yapacaklarına BMW'den çalma ihtiyacı duymuşlar ki?"
diyor. Aletin üzerinde -her zamanki gibi- Harley'den çıkma 1200cc'lik, 100 beygir gücünde motor var. Kuru ağırlık 193kg. Aktarım zincirle değil, kayışla sağlanıyor. Buell'in dediğine göre kayış ömrü motor ömrüne eşitmiş.
Hem yolda hem arazide kullanılabilsin diye yapıldığından sele yüksekliği oldukça fazla. Sanço, göster bakalım ahaliye dere geçişi nasıl yapılıyor?
Selenin yüksekliğini şöyle tarif edeyim, biz 1.75'lik boylarımızla yere ayak değdiremedik. Ha, bu kadar yüksek sele yapmışlar, motorun asıl yerden yüksekliği ne kadar? İşte orada durmak gerekiyor çünkü motor altı egzoz koyacağiz diye inat edince, egzoz ile yere arasındaki mesafe 20cm'den az. Üstelik egzoz'un altında herhangi bir koruma da yok. Vurdunuz mu, gitti egzoz.
Yani, asfalt harici bir yerde kullanılmaz Ulysses. Orada da R1200GS'e yem olur. Kısa ve net!
Her fuarda olduğu gibi Milano'da da Buell'in viraj alan Lightning'i ziyaretçilere sunulmuştu. Lightning, oldukça kısa tekerlek mesafesi (CBR600RR'dan 6cm daha kısa) ve 21 derecelik rake açısı ile en kıvrak motorlardan biri kabul ediliyor. Ek bilgi olarak, BIKE dergisinin hazırladığı The Best 50 Cornering Bikes sıralamasının birincisidir kendisi. Hiç vakit kaybetmedik, hemen viraj yapışını test edip onayladık.
Fuarın en yoğun standlarından biri şüphesiz Ducati'ninkiydi. Yarış arenasında eski parlak günlerini mumla arasa da, mali olarak zor durumda olsa da bir markadan çok milli gurur olarak bakılıyor Ducati'ye. Sokaklarda gürül gürül öten 749-999-998'lere pek sık rastlanıyor. Buyrun, Milano sokaklarından bir manzara. Gerek ve yeter şart olan Momo kask sağlanmış elbette.
Bu sene Ducati'de enteresan prototiplerin haricinde tek büyük yenilik Sport Classic serisiydi. Prototip hakkında elimde bilgi ve resim bulunmadığından konuyu Sanço'ya paslıyorum. Belki o bir-iki şey karalar. Unutmadan belirteyim, bahis konusu olan KTM kopyası prototipi sadece uzaktan görebildim. Aleti standın bir köşesine yerleştirmişler. Herkes önüne yığılmış. Üstüne ne manken oturabiliyor ne de ziyaretçi. Öyle trene bakar gibi bakıyordu insanlar.
Neyse, Sport Classic'lere gelelim. Bunlar 70'lerin tasarımına sahip ama yürüyen aksam olarak 2000'leri kullanan makineler. Ducati bu sene iki model sunacak piyasaya; Paul Smart 1000LE ve Sport Classic 1000. Her ikisinin üzerinde de 992cc'lik 91 beygir gücünde 4 sübaplı Desmo motor var. Farkları, Sport Classic bir Cafe Racer iken Paul Smart 70'lerin GP motorlarını anımsatıyor. Her iki motor da sadece kısa mesafeler yapılsın diye tasarlanmış. Sele çok geride, gidon işkence çektirircesine önde ve kırık. Paul Smart Replica'yı Sanço, Sport Classis'i ben test ettim.
Sanço Monza pisti start-finish düzlüğünde kadranı devirirken...
Aynı pistte Don Kişot parabolica virajını dönerken...
Bunun dışında oraya buraya serpiştirilmiş yeni Monsterlar ve bir yığın 999 vardı. Tasarım ve özellik olarak çok farklı olmadıklarından bir örnek göstererek geçeyim. Buyrun yeni 999 RS . Artık 20.000 Euro'ya mı satarlar, 30.000 Euro'ya mı Allah bilir
Ducati'den Honda'ya devam ediyoruz, stand kalabalık mı kalabalık. Honda, İtalya'da en çok motor satan firma. Yoğun talep olması doğal yani. En büyük yenilik bana göre Deauville idi. Pan European'nin ufak kardeşi en sonunda yenilenmiş. Üzerinde 65 beygirlik 680cc hacminde enjektörlü V2 motor bulunuyor. Aktarım eskisindeki gibi şaft ile sağlanıyor. Kuru ağırlık 236kg. Bu ağırlıkla uçup gitmesini beklemek biraz hayal sanki
Uçamasa da güzel göründüğünde hemfikiriz. Göster kızım Veronica yolcu nasıl oturuyor.
Motorun enteresan bir özelliği yan taraflarına konulmuş plastik çıkıntılar. Bir tür crash pad olsun diye konmuş sanırız ama 236kg'lik motor onların üzerine düştüğünde darmadağın olacaklarından eminiz. Darbe korumalarını korumanın en iyi yolu motoru hiç düşürmemek (Ne dedim ben şimdi?)
Honda'daki bir başka yenilik otomatik vitesli cruiser ayarı bir makineydi. Cruiser dediğime bakmayın, maxi scooter boyutlarında bile olmayan bu prototip benim gözümü doyurmadı. Üstüne oturtsalar referans verecektim ama özel bölmede sergiliyorlardı, sadece resmini çekebildik.
Prototiplerden devam edersek, scooter teknolojisinin nereye gittiğini gösteren bir motor vardı fuarda. Boyut olarak Silverwing ayarında olan bu scooter'in gösterge paneli Star Trek'teki gemileri kıskandırır cinstendi.
Resimden anlaşılıyor mu bilemiyorum ama gösterge paneli olarak büyükçe tek parça cam kullanılmış. Tüm göstergeler bunun üzerine Heads Up Display gibi yansıtılıyor. Yetmemiş, panelin sol tarafında GPS yön okları konumlandırılmış. Demek ki yakında motora entegre GSP sistemleri piyasaya sunulacak.
Honda standındaki başka bir yenilik makyajlanmış VFR'dı. Güncel modelden daha çok kozmetik olarak ayrılan yeni VFR'da mekanik anlamdaki tek değişiklik VTEC sisteminin artık sabit devirde devreye girip çıkmaması. Kullanıcılar tarafından eleştirilen VTEC aç-kapa mekanizması artık 200 devir önce devreye giriyor ve motor devri 6100'e düşünceye kadar devreden çıkmıyor. Böylece 7000 devir civarı oluşan tepmeli sürüşün önüne geçilmiş.
Sürüş pozisyonunda bir değişiklik yok. Bildiğimiz rahat ve konforlu VFR. Bakalım bünyeye uyum sağlamış mı?
Debriyaji iki parmakla tuttuğumuza göre evet
Yeni Fireblade de fuarda ziyaretçi akınına uğradı. Genelde üstüne 8-12 yaş grubu veletler binse de fırsat bulup kurcalayabildik. Eskisinden farklı olarak yeni Fireblade'de kırmızı devir bölgesi 550 RPM yükseltilerek 12.200'e getirilmiş. Sıkıştırma oranı 11.9'dan 12.2'ye çekilmiş. Sonuç olarak güç 169.5HP olmuş. Anlayacağınız üzere, motorun orasını burasını kurcalayıp hem motorda hem yürüyen aksamda optimizasyon yapmış Honda. Neticeyi merak eden Sanço hemen üzerine atlayıp, sizler için son sürat testi yaptı. Yeterli düzlük bulamadığından son sürati göremedi ama kadrana yapıştırılan kağıda göre motor zorlanmadan 350, bayır aşağı 400 yapıyormuş. Koca Honda yalan söylecek değil herhalde
Bunun dışında güncel modeller vardı standda. Hornet'ler, CBR600F-RR'lar vs. Hemen bir Hornet yapıştıralım. Kızımız yeni bir sürüş stili göstersin size.
Son olarak, kendi halinde köşesinde mahsun halde duran bir CBR125R gözüme ilişti. Bu kadar ihtişamlı motor arasında onu kimse ziyaret etmiyordu. Üzülmesin diye hemen yanına gittim. Beraber viraj yaptık. Çok sevimli aletmiş. Bakmayın altımda cücük gibi kaldığına. Uzaktan görseniz 600RR sanırsınız
Devami pek yakinda...
Not: Sanco'm, Harley'deki ortama ayak uydurma cabalarimizi es gecmeyelim. Honda-monda derken bi bakmisiz Suzuki'deyiz, atlamayalim _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
En son Ilker tarafından Pzr Ksm 27, 2005 4:33 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Prototip hakkında elimde bilgi ve resim bulunmadığından konuyu Sanço'ya paslıyorum. Belki o bir-iki şey karalar. Unutmadan belirteyim, bahis konusu olan KTM kopyası prototipi sadece uzaktan görebildim. Aleti standın bir köşesine yerleştirmişler. Herkes önüne yığılmış. Üstüne ne manken oturabiliyor ne de ziyaretçi. Öyle trene bakar gibi bakıyordu insanlar.
Benim de bildigim senin kadar, "Genel" basliginda konu ile ilgili bir baslik var ama orada da bilgiler hemen hemen benzer... Ducati standini pek begenmedim acikcasi. Yerleri siyah hali ile kaplayip, sadece motorlari aydinlatacak bicimde spot isik yansitiyorlar-ayrica bu spotlar standi cok fazla isitiyor-. Bu diger fuarlarda da boyle. Standin bu tasarimi oldukca karanlik ve bunaltici.
Iste bir koseye konulmus yeni Hypermotard:
Ben KTM'in Supermoto ve yeni krosuna cok benzettim ama hic bir benzerlik goremeyen arkadaslar da olmus:
Ilker demiş ki:
Paul Smart 1000LE ve Sport Classic 1000. Her ikisinin üzerinde de 992cc'lik 91 beygir gücünde 4 sübaplı Desmo motor var. Farkları, Sport Classic bir Cafe Racer iken Paul Smart 70'lerin GP motorlarını anımsatıyor. Her iki motor da sadece kısa mesafeler yapılsın diye tasarlanmış. Sele çok geride, gidon işkence çektirircesine önde ve kırık. Paul Smart Replica'yı Sanço, Sport Classis'i ben test ettim.
Evet ettik, ettik de pek bir sey anlamadim. Yukarida burnumun karenaja dayandigi titrek fotografta oyun olsun diye oyle yatik oturdugumu saniyorsaniz aldaniyorsunuz. Bu Paul Smart replikanin baska oturus pozisyonu yok!
Gecelim Honda'da eklemek istedigim bir iki motora:
Varadero'da benim dikkatimi ceken bir yenilik goremedim. Goremeyince de "yazik Honda'ya, bari biz birseyler yapalim" diyerek aldim elime tukenmezi, basladim Varadero'ya fotosop sopmaya:
Iste buyrun, nasil AT'ye benzemis degil mi? Bizim o daha once gordugumuz fotograflar fotosopmus, ben yaptim Honda benden caldi, aramizda avukat olan arkadaslar varsa telif hakki icin neler yapilabilir bana ozelden ulasirlarsa sevinirim (ozelim: sinan@honda.caldi.tasarimimi.com.tr)
Honda'nin standinda dikkat ceken bir baska etkinlik de davet edilmis yariscilardi. Bakiniz bilmem ne cup yarisinda yarisan Angela Conti ve Honda 600RR'i:
Pan European'in onceki detaylarini bilmiyorum ama geneline baktigimizda pek bir degisiklik varmis gibi gorunmedi bize:
Honda derken, Harley'i atlamisiz. Acikcasi bilerek olmadi ama fuar sirasinda da Harley'i zor bulduk, biraz sonuk bir stand idi. Motor acisindan oldukca zengindi ama neredeyse hic ziyaretcisi yoktu. Biz de rahat rahat motorlarin ustune bindik indik. Iste Don Kisot'un Harley'den anladigi:
Bana ise biraz yavas gidiyor gibi geldi:
Fuar geneline bakacak olursak dev salonlar:
ve arkada olusturulmus bir test-yaris-gosteri alanindan bahsetmistik. Bu alan bence bizim fuarlarin en buyuk eksigi. Elbette bu kadar buyuk olmasi gerekmez. Bana sorarsaniz olmamasinin baslica nedeni oncelikle maddiyata, ikinci olarak yer yokluguna, ucuncu olaraksa bizde motor sporuna gosterilen ilgisizlige dayaniyor...
KTM ve Kawasaki'yi Don Kisot'a paslayarak, M harfine geciyorum. Ancak bundan once enteresan bir tasarima bakalim:
Brudeli tarafindan tasarlanmis olan bu urun on kismi iki tekelekli bir motosiklet aslinda. Tasarimcisi soldaki Geir Brudeli ve arkadasi Harald Vestol bir KTM 625L kullanarak bu urunu yapmislar. Norvecliler. Peglere basarak kullandiginizda arac tamamen bir motosiklet gibi gidiyor ve hareket ediyor. Avantaji neredeyse yere paralel-devrilmeden viraj alabilmesi. Peglerin onundeki buyuk ayakliklara basildiginda ise oynak bir ATV'ye donusuyor. Ben onlarla konustuktan sonra Husaberg'den birisi motoru gormeye gelmisti.
Uzerinden indikten sonra, saka yollu épatronunuza gidin anlatin, boyle de bir urun var" dediler.
Baska motorlara da bunu uygulayabilirlermis, sizin sadece begendiginiz urunu soylemeniz lazimmis. Bu motorun ederi 20.000 euro civariymis.
1100cc.'lik motoru ile oldukca cekici cizgilere sahip. 90HP civarinda gucu varmis, sadece siyah degil pek cok canli rengini standin etrafina dizmislerdi. Motor icin pek cok yumusak canta ve benzeri aksesuar da uretilmis. Aprilia'ya ait Moto Guzzi de Piaggio'nun eline gecti sanirim ve bu markayi da koruyorlar.
Bir diger enteresan tasarim da yine "Genel" basliginda konusu acilmis Moto Guzzi'nin RT benzeri Norge 1200 adli motoru idi:
90HP guce sahip motor 1100cc'lik motorun biraz buyutulmus hali. Guzel ama cizgilerindeki cok parcalilik tasarimi tanimlamayi guclestiriyor. Sanki herseyden bir parca alinip icine konulmus bir kokteyle benzemis.
Moto Guzzi'de Breva 1100, Breva 750 gibi motosikletlerin yani sira Cruiser tipi Nevada'da vardi ve stand oldukca kalabalikti.
Turkiye'de fiyati sebebiyle bilinmeyen-taninmayan bir diger urun de MV Agusta... Italyan firma 4 silindirli motorlar kullanarak kiymetli motosikletler uretiyor:
Iste F4 Senna modeli. Pek cok yeri karbon, fiyati yazmiyordu ama 30000 euro civarinda olmasi lazim.
F4SPR, 146 HP gucunde oldukca kiyetli bir baska urun. Titanyum pek cok parcasi var, 25.000 euro:
Gelecek bolumde:
Don Kisot, Kawasaki Racing Team'de yer aldi, ayni anda nasil birinci ve ikinci oldu?
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Pts Ksm 28, 2005 5:14 am Mesaj konusu:
Donald_Duck demiş ki:
Yeni Ninjayi merak ediyorum... Hani 200HP Busakiller...
Ve keyifle takip edip merakla bekliyorum...
Desem ki fuar bugunlerde DC de, gidelim, diyeceksin yine cirt - pirt
E haklisin tabi, bir ay sonra NYC ye geliyor. Geleyim yine 45$ park parasi vermeye. _________________ Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com www.gamsizseyyah.com
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Pts Ksm 28, 2005 5:48 am Mesaj konusu:
DrDakar demiş ki:
Donald_Duck demiş ki:
Yeni Ninjayi merak ediyorum... Hani 200HP Busakiller...
Ve keyifle takip edip merakla bekliyorum...
Desem ki fuar bugunlerde DC de, gidelim, diyeceksin yine cirt - pirt
E haklisin tabi, bir ay sonra NYC ye geliyor. Geleyim yine 45$ park parasi vermeye.
Yahu Dr. bizim ABD deki fuar dandik... Ben yeni BMW lardan hicbirini gorebilecegimizi sanmiyorum...(1200GT, 800ST, R-RS filan.. HP ile K-R koyarlar birer tane tamam.) 1200GT goreyim fuarda disimi kiracagim.. KTM zaten yok, bilmemne yok... Fuar dedigin bir Japonyada Bir de Italya-Almanya da oluyor. Bu rednecklerin dunyadan haberi yok...
Hava iyi olursa motorla gel, fuarda ucretsiz motor parki var. DC ye gidemem..cirt-pirt im var...
Nefis bir dizi olmuş bu. Sabahtan beri gözümü ayıramadım yaw. Ellerinize sağlık...
Süper, süper, süper
Ilker demiş ki:
Motorun enteresan bir özelliği yan taraflarına konulmuş plastik çıkıntılar. Bir tür crash pad olsun diye konmuş sanırız ama 236kg'lik motor onların üzerine düştüğünde darmadağın olacaklarından eminiz. Darbe korumalarını korumanın en iyi yolu motoru hiç düşürmemek (Ne dedim ben şimdi?)
Sanıyorum bu motorda da PAN'da kullanılan teknik kullanılmıştır. O plastik çıkıntıların altında demir korumalar var. 300Kg'lık PAN bile düştüğünde müthiş bir koruma sağlıyor. Kaldı ki bunu haydi haydi korur diye düşünüyorum. _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız