Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
R1'e gelelim. Bunu da cekemedim dogru durust... Belki de cekmek istemedim. Ustunde maymunvari hareketler yapan garip bir kadin. Motorun rengi ise bence igrenc bir renk(zevkler tartisilmazmis...). Spor motor bu renk mi olur yahu? Mat ebuzziya otu yesili...:
Sinan'cigim kusura bakma ama burada, "sen MOTOR'dan anlamiyorsun" demem gerekiyor... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Yeni FZ 1000 de oradaydi. Tabii ki kurcalamaya acik motorlarin fotografini cekmek mumkun olamadi cunku uzerleri karinca ile kaplanmis gibiydi, sadece insan gorunuyor, motorun bir tek parcasi dahi gorunmuyordu. Yuksege koyduklarina da cikmasinlar diye bir kizi o noktaya mahkum etmislerdi:
Nedense dunyanin heryerinde bu tarz sergilemelerde durum ayni, kimse sunan'a baktigi kadar urune bakmiyor... _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Kayıt: Jun 09, 2005 Mesajlar: 680 Nerden: İstanbul-Çanakkale
Tarih: Prş Ksm 24, 2005 8:57 am Mesaj konusu:
İlker ve Sinan Özgen... Çoook teşekkürler...Gittik, gördük sayenizde...
VAP53 demiş ki:
Nedense dunyanin heryerinde bu tarz sergilemelerde durum ayni, kimse sunan'a baktigi kadar urune bakmiyor...
Ah be Ahmet Abim... Bu tuzağa düşenlerin başında biz fotoğrafcılar varız..
2005 İstanbul fuarından benim objektife takılan bir iki görüntü.... Hatırladım paylaşayım dedim..Bu yılı iple çekiyorum vallahi..
_________________ Vural Çelikoğlu
-. MOTOZAR .-
"hoc volo, sic iubeo, sit pro ratione voluntas"
Kayıt: Sep 23, 2003 Mesajlar: 152 Nerden: Istanbul
Tarih: Prş Ksm 24, 2005 10:56 am Mesaj konusu:
Bu Milano halkı bir acayipti, herhalde hala da öyledirler. Sokakta gezerken herkes kıyafetime ve özellikle ayakkabılarıma bakıyordu, önce Dost başa düşman ayağa bakar dedim ama, dikkatli takip edince gördüm ki, millet sürekli birbirinin kıyafetini kesmekte. Sonradan arkadaşlar söyledi, burası modanın başkenti de o sebepten göz muayenesi yapılır dediler. İyi dedim tam adamını buldular o zaman.
Defalarca mecburen gittim, bu kadar sıkıcı, monoton bir yer görmedim. Mimari desen diğer İtalyan şehirlerine göre Duomo dışında bir karakteristiği yok, 60'larda dikilme beton binalar her tarafta. Pirelli binasına bak dediler, gittim baktım, bir anlam veremedim. O anlamı bulabilmek için 40 sene öncesine dönmek gerekiyor sanırım. İnsani ilişkiler desen herkes bir havalarda. İlla İtalya olacaksa bence Sicilya tercih edilmeli.
Bu arada Piaggio Grup ürünlerini de bekliyoruz forumun ünlü gezginlerinden.
Sinan'in bahsettigi deliyi nasil unuttum hayret ettim. Adam gunduz vakti cikmis Istiklal'e, tam anlamiyla kafa utuluyor. Dediklerinden bir halt anlasilmiyordu elbette ama bana daha ziyade
"Son yaklasiyor. Hepiniz yanacaksiniz. Onderlerinizin izinden gitmeyin. Dogru yola donun. Imtihan vakti geliyor. Sadece hazir olanlar kurtulacaaaaaaak!"
diyor gibi geldi
Rapora kaldigim yerden devam ediyorum.
Aprilia'da fazla yenilik olmasa da sevdigimiz marka oldugundan epey bir vakit gecirdik. Sanco ucsuz-bucaksiz scooter dagarcigi ile bilgiye bogdu beni. Korkum o ki sonunda bi de scooter aldiracak bana, iyice batacagim
En son ustune oturdugum Scarabeo'nun uzerinde fazlaca kalmis olmaliyim ki Sanco dayanamayip
"Kay bakiyim, arkasi nasil? Ben de test edeyim."
dedi. Iki kisi bile otursa, gene de sele ustunde cok rahat edebiliyorsunuz. Baktik boyle durarak olmayacak, bastik marsa, basladik fuari motorla dolasmaya. Scarabeo'nun kornasi da cok etkiliymis, ilginenlere duyrulur
Kask kafalı avı bittiydi di mi? Tüh be, direkten döndük iyi mi? Bu pozla kesin alırdık ödülü...
Fuar alani icinde fazla hiz yapmis olmaliyiz ki gorevliler gelip saga cektirdi. Bir de firca attilar,
"Ortaligin kabasini yeni aldiydik. Bak her tarafi lastik izi yapmışınız!"
diye. Kös kös yürümeye devam ettik mecburen. Aprilia standından ayrılmadan -bence- fuarın en güzel kızını görüntüledik. Öyle sıradan bir scooter üstüne oturtmuşlar kızcağızı. Nasıl içten gülümsüyor, anlatamam. İnsan diyor ki "Koy karşına, bütün gün seyret."
Alfabetik sıraya göre BMW'ye geçmem lazım ama yoğun istek üzerine Yamaha'dan devam edeyim.
Standa ulaştığımızda saat 17 filandı. Fuarın kapanmasına 1.5 saat kalmıştı. Üstelik ne bende ne de Sinan'da derman kalmamıştı. O yüzden modelleri ayrıntılı inceleyemedik. Enteresan olanlar MT-03 ile otomatik vitesli FJR.
MT-03 üzerinde 660cc'lik tek silindir, denge şaftına sahip thumper bulunuyor. 45 beygir gücünde, 175kg. Arka amortisör konum ve görünüm gereği Kawasaki ER-6N'yi çağrıştırıyor. Stil olarak abisi MT-01'i anımsatsa da boyut olarak oldukça küçük.
1.74'lük adamın altında böyle duruyor, siz orantıyı kurun artık. Yamaha sadece motoru tanıtmakla kalmamış, test sürüşleri de ayarlamış. Eğer haberimiz olsaydı daha kalın kıyafetlerle gelir, sabah erkenden sıraya girip test ederdik ama biz vardığımızda sıra çok uzamıştı. Maalesef deneyemedik ufaklıkları. Onun yerine deneyenleri seyrettik.
Gördüğüm kadarıyla motor oldukça kıvrak. Bunda hem hafif olmasının, hem de geniş ve düz gidona sahip olmasının etkisi var tabii.
Kişisel yorumlarımıza gelirse, gidip de para vereceğim bir motor değil. Fiyatı yüksek filan değil, Honda CBF600'den daha ucuza satılacak. Sadece ismini koyamadığımız bir isteksizlik oluşturdu bizde. Belki MT-01'in iş göremeyen otistik kardeşi intibaası yarattığı içindir ama motorda böyle garip bir ucuzluk hissi var. Anlatması zor sanırım. Bir diğer beğenmediğim nokta, arka süspansiyonun konumu yüzünden maşa amortisör bağlantısı ortadan değil, motorun sağından olmuş. Yani simetriden fedakarlık etmişler. Bu seçimin sürüş dinamiklerine etkisini merak ediyorum.
Gelelim çok merak edilen yarı-otomatik vitesli FJR'ye. Öncelikle, dışarıdan bakıldığında bir fark göze çarpmıyor. Ne zaman ki üstüne oturup elinizi gidona götürüyorsunuz, aha böyle oluyorsunuz
Sistemin kullanımı oldukça basit. İşaret parmağınız ve baş parmağınıza yakın yerde iki ayri kumanda var. İşaret parmağıyla çekince veya baş parmakla itince vites büyüyüp küçülüyor. Etrafta vites değişim hassasiyetini ayarlayan düğme vs var mı diye arandık, bulamadık. Belki Yamaha'nın çekik gözlüleri ayarı başka bir yere saklamıştır.
Alfabetik sıraya dönelim ve BMW'den devam ediyoruz. GS'i yeni almış biri olarak aileye yeni giren damat modunda yaklaştım standa. Bir kalabalık, bir kalabalık sormayın. BMW'nin fuar gözdesi elbette ki F800. Her iki modeli de getirmişler. Değişik değişik renklerde serpiştirmişler etrafa. Ortada duran bir tane kırmızı vardı ki sadece mankenlere ayrılmış. Mary ile Terry dışında kimse binemedi ona. Motorun bile şanslısı oluyor abicim
F800'in sürüş pozisyonunu beğendik. Gerçi BMW'den de aşağısı beklenmiyordu zaten. Motor 85 beygir gücünde. Güç arkaya, aktarım zinciri ile değil, kayış ile gönderiliyor. Böylece yağlama pisliği olmuyor. F650 serisinde kullanılan adam gibi kumandalar F800'de yerini anlamsız BMW kumandalarına bırakmış. Eksi olarak söylemek lazım. Tasarımını Sanço beğense de ben fazla sıradan buldum. Ne o öyle 80'lerden kalma köşeli far filan?
BMW standındaki bir başka yenilik K1200GT idi. Hani şu K1200'e kıçtan yapışmış eski GT olan.
Fotoşap filan değilmiş. Yok eğer öyle ise de gördüğüm en gerçekçi fotoşap. Üstüne oturdum, hâlâ gerçek gibi geldi
Pozisyon olarak hafif öne meyilli duruyorsunuz. Ama uzun yolda yoracak kadar da önde değilsiniz. İdeal spor-touring konumu yani. Motorun gücü şu kadar, torku bu kadar diye anlatmaya gerek yok. Bu aleti hakkıyla kullanabilecek kimse yok nasılsa aramızda
1200GT'nin bir de ufak kardeşi vardı fuarda. F800 ST. Selesi, oturuşu, gidon tutuşu abisinin kopyası. Gözlerimi bağlayıp üstüne oturtsanız hangisi F hangisi K makine anlayamam, o derece benziyorlar.
Fuarın bir diğer güzelliği aşağıdakiydi.
Kendisi R1200S oluyor. R1200GS üzerindeki motorun iyice oynanmış hali. Yanlış hatırlamıyorsam gücünü 120HP'ye yükseltmişler. Bunun üzerine de sadece mankenler oturabiliyordu, bakmakla yetindik.
Bir başka merak edilen R1200GS ADV de fuardaydı. Standart GS'i Pimp my ride yapmışlar gibi bir hali vardı. Araziye uysun diye yapılmış bu garibanlardan kaç tanesi sırf imaj olsun diye alınıp asfalttan asla çıkmayacak, merak ediyorum. Bana hitab etmez ama ilginenler için üstünde böyle duruluyor.
Dikkatli gözler yanılmıyor, ayakta duruyorum.
Bunun haricinde yarış motorlarından iki örnek getirmiş BMW. Biri K1200R Cup motoru öteki de HP2'nin yarış versiyonu.
Hic affetmedim, hemen viraj pozisyonu aldım. Aletin olabilecek her noktasını karbon-fiberle donatmışlar. "Adamlar yapmış abicim" diyerek yanında uzaklaştık.
Mevcut seride satışı devam eden modeller de fuardaydı. Sanço'mun atının yenisini gördük. Canım benim diyerek sarıldı, hasret giderdi.
Ayrıca BMW'den beklendiği üzere kıyafet ve aksesuarlar da mevcuttu. En hosuma giden aksesuar yeni geliştirilen enduro tarzı kasktı. Ciddi olarak ilgileniyorum bu aletle. Fiyatının ne olacağını merakla bekliyorum. Şöyle bir indirime filan denk getirirsem anında kapacağım.
Kaskın enteresan özelliği hem enduro tipinde hem de vizorlü olması. İsteyenler vizorü söküp google ile kullanabiliyor...
Devami pek yakinda... _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
En son Ilker tarafından Cum Ksm 25, 2005 7:43 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Kayıt: Dec 14, 2003 Mesajlar: 1313 Nerden: Philadelphia
Tarih: Prş Ksm 24, 2005 10:50 pm Mesaj konusu:
Alıntı:
Standart GS'i Pimp my ride yapmışlar gibi bir hali vardı. Araziye uysun diye yapılmış bu garibanlardan kaç tanesi sırf imaj olsun diye alınıp asfalttan asla çıkmayacak, merak ediyorum. Bana hitab etmez ama ilginenler için üstünde böyle duruluyor.
Eger dukkanlarda gorunene kadar sabredebilir, baska motor almazsam, o imaj olsun diye asfaltta binenlerden biri ben olacam. _________________ Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com www.gamsizseyyah.com
İlker, işler yoğun atlamışım ... İyi de insan imzaya koymaz mı birader?
Hayırlı olsun tekrar...
Sinan, fotoğrafların harika, karikatür gibi ... _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Kayıt: Aug 13, 2003 Mesajlar: 2531 Nerden: Bruksel
Tarih: Cum Ksm 25, 2005 7:47 am Mesaj konusu:
Donald_Duck demiş ki:
Ilker, bu F800ST degil mi? Yorumlar ??
F800 tabii ya. Üzerinde kocaman yazıyor zaten. Gecenin köründe rapor yazınca böyle oluyor. Uyarı için teşekkürler. Gittim düzelttim.
Donald_Duck demiş ki:
E hani HP2 nun yaris versiyonu... ?
Sanço'm yazar onu, merak etmeyin
Donald_Duck demiş ki:
Ha bir de, hem GS alip hem de GS Adv icin "bana hitab etmez ama.." ne demek onu cikartamadim... Pekla yakismis gorunuyor
Hocam, GS'i toprağa girmek için almadım ki. Uzun yol yapayım diye aldım. Araziyle işim olmaz benim. GS ADV daha arazi menşeili olduğundan bana hitab etmez dedim. Gerçi, bak ilk müşterisi hazır. Doktora vereceğiz bir tane _________________ Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...
Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Nedense dunyanin heryerinde bu tarz sergilemelerde durum ayni, kimse sunan'a baktigi kadar urune bakmiyor...
Turktur o...
Ispatim var, buyrun, Honda standi...
VAP53 demiş ki:
Sinan'cigim kusura bakma ama burada, "sen MOTOR'dan anlamiyorsun" demem gerekiyor...
Cok reca ederim, bilakis, ben romantikimdir...
Memet demiş ki:
Italyan erkeklerinin tipleriyle ilgili bi yorum alabilir miyiz?. Manavindan Carabinieri'sine (jandarma) kadar hepsi bi Del Piero havasindaydi. Ince favoriler, gunes gozlukleri, cizgi sakal biyik. Alemin krali benim ama size kiyak geciyorum buralarda takilin havasi
Aynen boyle, bu kadar iyi tanimlanamazdi... Iki ornek vereyim:
Kiyafetlere de dikkat bu arada, bunlar en bi dikkatsiz giyinenleri...
3teker demiş ki:
Defalarca mecburen gittim, bu kadar sıkıcı, monoton bir yer görmedim. Mimari desen diğer İtalyan şehirlerine göre Duomo dışında bir karakteristiği yok, 60'larda dikilme beton binalar her tarafta. Pirelli binasına bak dediler, gittim baktım, bir anlam veremedim.
Cok eglenceli bir yer olmadigi dogrudur. Ama ben her zaman beraber gidilen insanlarin daha onemli oldugunu dusunuyorum, her iki gidisimde de cok eglendim. Pirelli binasi, evet garin orada, uzun bir donem Avrupa'nin en yuksek binasi idi, 2003'de ucak carpmisti:
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız