Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 506 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - 27-30 AĞUSTOS GELİBOLU YARIMADASI, BABAKALE VE ASSOS
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

27-30 AĞUSTOS GELİBOLU YARIMADASI, BABAKALE VE ASSOS
Sayfa 1, 2  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
steppenwolf
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 02, 2005
Mesajlar: 147
Nerden: İSTANBUL

MesajTarih: Pzr Eyl 04, 2005 11:10 pm    Mesaj konusu: 27-30 AĞUSTOS GELİBOLU YARIMADASI, BABAKALE VE ASSOS Alıntıyla Cevap Ver

Lise çağlarında ve henüz o her yerden görünen büyük ABİDE yapılmadan
önce babam beni Gelibolu'ya götürmüş ve Yarımada'daki müze ile
şehitlikleri gezdirmişti.
Bu dediğim bir kaç on yıl önceydi. 13 Ağustos hafta sonunu önce Truva'ya
sonra da Gelibolu Yarımadası'na giderek değerlendirmeye karar verip
yola çıktım. Rota, İstanbul, Tekirdağ, Malkara, Keşan, Gelibolu idi.
Gelibolu'da yemek molası verdim. Taksi durağındaki arkadaşlara
önerecekleri bir balık lokantası olup olmadığını sordum. Balığını kendin al
ve limandaki ilk balıkçıya git dediler. Sardalya alıp önerdikleri lokantaya
gittim. Yola devam edeceğim için acısını bir başka sefer çıkarmak üzere
rakısız yedim o güzelim sardalya ızgarayı. Resim falan yok o nedenle.
Sonra Eceabat'a yöneldim. Gelibolu Eceabat arası benim çok sevdiğim yollardan birisidir. Bir tarafınız orman, diğer tarafınız güzelim Çanakkale
Boğazı ve hoş virajlarla keyifli bir sürüş olanağı verir size.


Eceabat'tan Çanakkale'ye geçmek üzere feribota bindim. Denizin
güzelliğine bakın.

İşte Kilitbahir Kalesi. Dikkat ederseniz kalp şeklinde görünüyor. İnşa edilirken ne düşünülüyordu acaba?

Çanakkale'ye gelinince höşmelim yemeden olmaz. Gelen höşmelim ve
dondurmanın çekiciliğine dayanamayıp yemeye başladım ve aklıma geldi
ki ben bu tabağın resmini çekecektim. Bu arada höşmelimi yarılamışım.

Buradan doğruca Truva'ya gittim. İşte meşhur Truva Atı.

O akşam Güzelyalı'da bir otelde kalıp denize girdim. Sabah, Yarımada'ya gideceğim.
Milli park ilan edilen Yarımada'ya girerken bir bilgilendirme merkezi var.
Oradan hem ön bilgileri aldım hem de bu fotoğrafı çektim.

Buradan Kabatepe'deki müzeye gittim. Müzeden manzara çok güzel.

Müze içinde çektiğim fotoğraflardan sadece bir tanesini koyuyorum.
Çarpışmalar o kadar yoğun geçmiş ki kurşunlar havada bir birine saplanmış.

Buradan o her yerden görünen meşhur ABİDE'ye gittim.


ABİDE'den Çanakkale savaşını anlatan röliyefin görünüşü.

ABİDE'nin olduğu tepeden denize bir bakış.

Buraları gezerken anladım ki Gelibolu Yarımadası'nın hakkını vermek için
bir gün çok yetersiz.
İlk fırsatta tekrar gelmek üzere vakitlice yola çıkmak gerek deyip
İstanbul'a doğru hareket ettim.
Şehitliklerin fotoğraflarını ve müzede çektiğim bazı fotoğrafları rapora
koymadım.
Bir kaç gün ayırarak mutlaka gezilmesi gereken yerler.
Bu vatanın savunmasının nelere mal olduğunu görmek açısından eşsiz bir
örnek.
Bir kaç ay içinde bu güzelim doğa parçasında yüzbinlerce gencin öldüğünü
düşünmek insanın içini acıtıyor.
Şehitliklerde her yaştan ve her kesimden insanın gayrı ihtiyari avuçlarını
açıp dua etmesi bu gencecik yüzbinlere duyulan şükranın bir ifadesi.
İşte böyle karmaşık duygularla yola çıkıp İstanbul'a ulaştım.
27 Ağustos hafta sonu 29 Ağustos'u da tatile katarak. Buralara tekrar
gelinecek.

27 Ağustos hafta sonu 29 Ağustos'u da tatile katarak buralara tekrar
gelinecek demiştim.
İki hafta önce yaptığım plan uyarınca Cuma akşamı motosiklet yıkandı, temizlendi, kontrolları yapıldı, zinciri yağlandı;
27 Ağustos Cumartesi sabah saat 8:00 de İstanbul'dan yola çıkıldı. Hedef yine Tekirdağ, Malkara, Keşan üzerinden Gelibolu Yarımadası.
Tekirdağı geçince Serinoğlu tesislerinde bir brunch molası verdim. Ben
tesise girerken üç motosikletli yola çıkıyordu. Yemeğimi yerken üç
motosikletli daha geldi. Çoğunluk BMW GS serisi makineler. Bir çift
Saroz'a gidiyor, diğerleri de Assos'a gidiyordu. Klasik rotadan Yarımada'yı
buldum ve Seddülbahir Köyü'ne ulaştım. Burada tepede vasat bir
pansiyonda yer buldum. Pansiyondan ABİDE böyle görünüyor.

Çantaları bırakıp denize girebileceğim sakin bir yer sorduğumda bana
Tekke Koyu'nu önerdiler.
Önce asfalt ve sonra bir kaç Km toprak yol ile Tekke Koyu'na ulaştım. Burada koruganlar hala duruyor. 25 Nisan 1915 te İngilizlerin çıkartma
yaptığı ilk koylardan birisi bu koy.

İncecik kumu olan Tekke Koyu'nda denize girip yol yorgunluğumu attım.
Akşam üzeri pansiyonda duş alıp Seddülbahir'i gezmeye çıktım. Bu arada genç arkadaşlar için 'Seddülbahir' denizin seti demek oluyor. Daha önce kalesinin resmini gördüğünüz 'Kilitbahir' de denizin kilidi demek oluyor.
İngiliz donanmasından kaçarak Osmanlı'ya sığınan Almanların Goben ve
Breslau zırhlıları bildiğimiz gibi Yavuz ve Midilli adı verilerek Osmanlı
Donanması'na katılmıştı. Bu zırhlılar, Alman personele Osmanlı subayı ve
askeri kıyafeti giydirilerek Karadeniz'e gönderilmişti.
Yavuz ve Midilli Rus limanlarını topa tutunca Osmanlı da Almanların
yanında savaşa girmişti.
Bunun üzerine bir grup İngiliz ve Fransız gemisinden oluşan Birleşik Donanma 3 Kasım 1914 te burundaki tabyaları topa tutmuş ve bu
saldırıda beş subay ile seksenbir erimiz şehit olmuştu.
Seddülbahir Köyü'ndeki İlk Şehit Anıtı bu asker ve subaylarımız için yapılmıştır.

Köyde çatılı çok güzel bir eski cami var da hangi akla hizmet için bilinmez, bu camiyi ayakta tutmak yerine yeni bir cami inşa etmişler. Hani o her
yerde rastlayacağınız estetik yoksunu camilerden.

Bir de 1659 da Köprülü Mehmet Paşa tarafından yaptırılmış bir kalemiz
var tabi.


Bu gün çok yorulduk ve güzel bir akşam yemeğini hak ettik.
Sed Restoran'dan limanın görünüşü.

Önce börülce, deniz börülcesi ve patlıcan salatası. Buralar zeytin
memleketi ya, yağın bolluğuna bakın. Ben de zeytinci olduğum için hiç
şikayet etmedim. Tabi rakımız da yanında.

Mezeleri hafif tuttuk ki balığa yer kalsın. Patron balıkçı imiş ve dediklerine
göre kültür balığı değil, deniz çipurası imiş. Galiba haklılar. Pek bir lezzetli
idi.

Ve artık güneş batıyor...

Ertesi sabah 28 Ağustos'ta Kabatepe'ye doğru yola çıktım. Alçıtepe'ye
geldiğimde yeni yapılmış bir asfalt yolun üzerinde Seyir Terası tabelasını
görünce o yola saptım. İşte Boğazın panoramik görüntüleri.



Bu arada yolda tatsız bir görüntü. Nedense yılan görünce aklımıza ilk gelen öldürmek oluyor. Halbuki bu hayvanlar doğanın regülatörü. Bilinçsiz
ve aşırı ilaçlama ile beraber çapa makinaları yılanların neslini zaten
kurutuyor. Yılanlar ortadan kalkınca da ortalık fare ve köstebeklere
kalıyor. Yolda gördüğümüz kirpi, yılan, kaplumbağa gibi hayvanları iki ya
da dört tekerle ezmeyelim. Motosikletçi, aynı zamanda çevrecidir.

Nefis çam ormanlarının arasından geçen güzel bir asfalt yolu takiben Kabatepe'ye geldiğimde Gökçeada'ya feribot kalkan iskelenin orada
balıkçıların sosyal tesislerinde mola vereyim diyordum ki üç motosiklet bir
de dalış kulübü minibüsü gördüm. Mola vermek farz oldu.
Kısa bir sohbetin ardından motosikletçi arkadaşlar biraz arkada kalan
benim küheylana bakmaya gidiyorlar.

Tesislerde bu gün bir odanın boşalacağını ve burada kalabileceğimi öğrenince, çantaları bırakıp mayo, havlu, palet, gözlük, şnorkel ve
fotoğraf makinası ile yola koyuldum tekrar. İlk durak meşhur Anzak Koyu.

Bu koyda Atatürk'ün 1934 yılında yaptığı konuşmadan yapılmış bir alıntı.


Bu da Türkçesi.


İster istemez insanın gözleri doluyor.
Bu arada Arıburnu'ndaki ilginç oluşum. Sfenks adını vermişler.

Yol çok güzel asfalt olarak devam ederken kısa bir süre sonra şu hale
geldi.

Burada her koy bir başka güzel. Bu koyun özelliği de sanki kıyı ustalar tarafından taş panolarla kaplanmış ve araları da derzlenmiş gibi.

Yol bittiğinde şöyle bir koya ulaştım.

Burası Büyükkemikli burnu. Sağ tarafa doğru yürüyünce manzara şöyle.

Biraz daha ilerleyince de böyle bir manzara ile karşılaşıyorsunuz. Kayaların yapısı çok ilginç.

Su pırıl pırıl ve çok berrak. Su altında pek bir canlılık yok ancak renkler harika.

İşte benim küheylan.

Buralarda palet, gözlük, şnorkelle gezmeye doyamadım. Akşamüstüne kadar denizin tadını çıkardım.
Sonra dönüş başladı. Gelirken kaçırdığım Tuz Gölü'ne giden yolu buldum. Burası, Tuz Gölü'nü denize bağlayan kanalın deniz tarafından göle doğru görünüşü. Batak kokusu var. Başkaca bir özelliğini göremedim.

Fotoğraf makinasının pili de bitti.
Kabatepe'ye döndüğümde motosikletçi arkadaşlar gitmişlerdi. Dalışçı arkadaşlar ile biraz sohbet, akşam yemeği, kısa bir liman turu ardından
haydi yatağa.
29 Ağustos sabah kahvaltıdan sonra tekrar Büyükkemikli'ye gitsem mi diye düşünürken doğrusu o yolu tekrar gitmeyi gözüm yemediği için hep
methini duyduğum Geyikli üzerinden Babakale'ye gitmeye karar verdim.
Çanakkale'ye geçince bakın ne gördüm?

Önce bilinçlendir, sonra yaptırım uygula. Çanakkale'de çok az kasksız motosikletli gördüm.
İlgilileri alkışlayarak tebrik etmek lazım.
Çanakkale'den geçerken forumlardan sanal olarak tanıdığım VAP53 Ahmet Bey'e uğramazsam ve tanışmazsam kendimi suçlu gibi
hissedecektim. Bir de otelin önünden geçeceğim. Hem tanışıp hem de yol
hakkında biraz sohbet etmek için kendisini aradım. Vakti varsa uğramak
stediğimi söyledim. Kibarca kabul etti. Çok keyifli bir sohbetin ardından
aramıza ikiteker'in flaması ve model motosikletleri de alarak resim çektirdik.

Babakale'ye giderken sahil yerine kara tarafından gitmemi önerdi. Babakale hakkında da biraz bilgi verdi. Ahmet Bey'in önerdiği yol
gerçekten çok güzeldi. Doğanın içinde güzel virajlarda yata yata yol yapmanın zevkini çıkardım.
Hem vaktiniz hem de önerileriniz için tekrar teşekkür ederim Ahmet Bey.

Devam Edecek
_________________
O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
DrDakar
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Dec 14, 2003
Mesajlar: 1313
Nerden: Philadelphia

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2005 6:56 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Kac senedir niyetleniyordum, bir turlu gidemedim Gelibolu'ya. Her gezi yazisinda, bir plan yapayim kacayim diyordum ama olmadi. Sayende oralari bir kez daha gormus oldum. Havada carpisan mermileri duymustum, ama gormemistim, tesekkurler.
_________________
Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com
www.gamsizseyyah.com
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
borabora
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Mar 15, 2004
Mesajlar: 983
Nerden: Bandirma

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2005 7:00 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

cook guzel rapor abi, elinize saglik...

yediginiz tatli Babalik mamulu mu? icon_lol.gif bana oyle gibi geldi...

biz de bi sure once gezdik oralari, cok duygulanmistik...



_________________
Bora ERİŞ
R1200GS
532 291 20 50
www.eris.com.tr
bora@eris.com.tr
BANDIRMA
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2005 7:54 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sevgili Galip bey kardesim, esas ben ziyaret icin cok tesekkur ederken, yolcu olup da fazlaca vakit ayiramayip birlikte yemek bile yiyemedigimiz icin uzuldugumu bildirir, bir sonraki gelisinizde daha bol vakit ayirmanizi ve sohbetinizi paylasmayi dilerim.
Resimler, anlatim ve paylasim icin de cok tesekkurler. Makinaniz zaten cok guzeldi ama bakis aciniz da oyleymis... icon_wink.gif
_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
turkbone
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Dec 26, 2004
Mesajlar: 522
Nerden: İst

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2005 9:26 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Teşekkür ederiz steppenwolf ,4/4 lük anlatım bilgilendirirken tatlı yorumlar ve paylaşımına..

Hepimizin gönlünde yatan bir gezi .....


Ellerine Sağlık...
_________________
Sonunda hep güzel anıları hatırlayacağınız motorlu geziler dileğiyle....
S.Murat DEMİRAL
Arh.pozitif (+)

YAMAHA T MAX 500
34 TV 1571
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et MSN Messenger
steppenwolf
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 02, 2005
Mesajlar: 147
Nerden: İSTANBUL

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2005 10:31 am    Mesaj konusu: GEZİNİN DEVAMI Alıntıyla Cevap Ver

Geyikli'ye ulaştığımda iskelede bir çay molası vermek için giderken Deveci
Müjdat'ın devesi ile karşılaştım.

VAP53 Ahmet Bey'in tavsiye ettiği yolu takip ederek Kestanbul Kaplıcaları'ndan
sonra Babakale'ye yaklaşırken karşınıza şöyle bir manzara çıkıyor.

Böyle bir yoldan geçip

Biraz sonra da bu manzara ile karşılaşıyorsunuz.

İşte bir zamanlar Frenk korsanlarının barınağı olan, Asya'nın en batı ucu
Babakale ve karşısında Midilli adası.

Oteller bölgesindeki özensiz ve düzensiz yapılaşma.

Köyün tepeye doğru görünüşü.

Liman

Burada da güzel bir kale var. Seddülbahir'deki gibi harap değil, restore edilmiş.

Kalenin kitabesinin günümüz Türkçe'sine çevrilmiş hali.

Kalenin içten görünüşü. Karşıda yine Midilli adası.

Kalenin mazgalından denizin görünüşü.

Köyün muhtarı bu feneri ziyaret edenlere bir sertifika veriyormuş ancak
ben sertifikamı alamadım.

Burada da kubbeli değil, çatılı bir cami var. Biraz harap ancak kullanılıyor.
Nedense ben bu tür camileri daha bir sıcak ve sevimli buluyorum.

Caminin girişindeki ahşap tavan biraz harap olmuş fakat sade ve hoş.

Bu da caminin kitabesinin tercümesi.

Caminin çevre duvarında kullanılmış bir eski taş. Kim bilir kimlerden
kalma.

Uran Motel'e çantaları bırakıp deniz malzemeleri ve fotoğraf makinası ile
doğru denize. Deniz ilaç gibi geliyor yol yorgunluğuna. Otele dönüp bir duş
ve tekrar sokaklara atıyorum kendimi.
Sokak aralarında dolanırken bu sepetli MZ'yi gördüm.

Bir başka sokakta ise böyle bir şey çıktı karşıma. Orta yaş ve üzeri bunun
ne olduğunu bilir de gençler söyleyin bakalım bu nedir ve ne işe yarar?

Bu bir körük. Demirciler kömürü yakmak ve ateşi canlı tutmak için kullanır. Ateşe sokulan demir kızarınca çıkarılıp örs üzerinde bazen tek kişi, bazen de iki kişi tarafından dövülerek şekil verilir.
Sonra suya sokularak çeliklenir. Hele iki kişi demir döverken Okay Temiz'i dinler gibi olur insan. Ben de her halde son otuz otuzbeş senedir ilk defa görüyorum.
Bu da körüğün sahibi Mustafa Tosun. Babakale Bıçakcısı. Dedesinden kalmış. El işi bıçak yapıyor. Bir kaç yüz yıllık ata mesleği imiş.

Hemen Mustafa'nın dükkanının yanında da abisinin dükkanı var. Onların
körüğü elektrikli. Bu da Mustafa'nın yeğeni, Doğan Tosun. Babasına yardım ediyor.

Mustafanın abisi, tezgah başında.

İşte yaptıkları bıçaklar. En soldaki ikiyüz yıllık imiş. En sağdaki ise 45
yıllık. Ortadaki bıçak ise yeni yapılmış. Tümü el işçiliği ve sapı da
boynuzdan yapılmış. Sağda arkada görünen siyah şey de bıçağın kılıfı
yani kını. Ağaçtan yapılıyor ve üstü deri kaplanıyor.

Yeterince gezdik. Artık yatma zamanı. Bütün gece hafif bir dalga sesi ve
zaman zaman öten baykuşu dinleyerek keyifli bir uyku çektim.
Sabah hemen kahvaltıya oturdum. Bu günün programı da yüklü. Assos
üzerinden İstanbul'a dönüyoruz.
Karpuz tabağının altındaki tabakta yine zeytinci memleketin kahvaltısında
olmazsa olmaz olan zeytinyağı ve salçaya dikkat.

Sıkı bir kahvaltı sonrası yola koyuldum. Trafiği az, doğal güzellikleri bol, virajları keyifli yollardan geçerek Assos'a ulaştım. Tepede biraz dinlenip
bir çay içtim.
Sokak aralarında dolaşırken küheylanın bir akrabasına rastladım. Kawasaki RTZ imiş.

Ve tabi hediyelik eşya satılan sokaklar.

Burada fazla oyalanmadan sahile indim ve otellerin olduğu merkezden
toprak bir yolu takip ederek biraz uzaklaştığımda önünde iki BMW park
etmiş Plaj Pansiyon'u gördüm. Kamyoncular ve motosikletçiler nereye
gideceklerini bilirler deyip ben de daldım. Tesisin sahibine orada denize
girip giremiyeceğimi sordum. Olumlu yanıtı alınca akşama kadar denizin
tadını çıkardım. Fotoğraf yok.
Saat 17:00 gibi yola çıktım. Küçükkuyu'ya kadar yol güzeldi. Ancak
Küçükkuyu, Havran arası hem yol inşaatı hem de yoğun trafik vardı.
İvrindi' den sonra Bala ve Gönen üzerinden Bandırma'ya gitmeyi ve saat
21:30 hızlı feribotunu yakalamayı planlamıştım. Daha önce geçtiğim bu
yoldan büyük zevk almıştım. Genelde orman içinde oldukça düzgün asfaltlı
virajlı bir yoldur. Ne yazık ki yol inşaatı nedeni ile dört beş yerde biraz sıkıntı çektim. Ancak Gönen Bandırma arasındaki yaklaşık beş altı Km lik
toprak yol beni canımdan bezdirdi. Feribot iskelesinde motosikletten
indiğimde üstüm, başım, çantalar, her şey toz içinde kalmıştı. Bu günlerde
pek ana yollardan ayrılmaya gelmeyecek galiba.
Bütün bu toz topraktan sonra feribot çok dolu olduğu için yedekte
bekleyen ben dahil dört motosikleti feribota almadılar. Diğer üçü galiba
Bursa üzerinden devam etti. Ben 23:45 feribotunu bekledim. İki yedek,
bir biletli motosiklet rahatça bindik ve üstelik koltuk ta bularak uyuya
uyuya İstanbul'a ulaştık.
Kısa ancak hareketli bir gezi oldu. Darısı daha uzun ve daha ilginç gezi raporlarına.

Herkese kazasız ve keyifli sürüşler dilerim.
_________________
O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
nwanda
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Oct 06, 2003
Mesajlar: 749
Nerden: istanbul

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2005 11:04 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Gelibolu yarımadasını gördüm göreli hayranımdır. Oradaki tarihten insanın etkilenmemesi mümkün değil. Ama kaderin garip bir cilvesidir ki henüz motorla gitme fırsatım olmadı. Tekrar görmek çok iyi geldi, güzel gezi yapmışsınız, ilk motorlu gidişim için teşvik olacak
_________________


Erkan Ağırbaş
Istanbul
1150ADV
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
altugsaygili
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 31, 2003
Mesajlar: 1861
Nerden: Muğla

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2005 2:52 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

rapor icin ellerinize saglik icon_smile.gif
babakale cok sirin bir yer ozellikle balik lokantalari meshur(ozellikle kalamar) icon_razz.gif uran rest & karayel rest.
ama keske oraya gitmisken babakalenin 4km gerisindeki akliman a ugrasaydiniz deniz muhtesem

cok bakir bir koy cok az insan var sahildeki bufede uygun fiyatlarla guzel mamalar da yiyebilirsiniz icon_smile.gif kumu cok ozeldir icon_exclaim.gif

_________________
sevgiler
Altug SAYGILI
1150RT
Xcity 250
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Pts Eyl 05, 2005 3:21 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

altugsaygili demiş ki:
babakale cok sirin bir yer ozellikle balik lokantalari meshur(ozellikle kalamar) icon_razz.gif uran rest & karayel rest.


Aman KARAYEL Restoran, bana bile hanimla gittigimizde saglam(!?) bir fatura cikartmisti, haber vereyim...



Hem de 7 cesit meze ve 2 duble Raki ile 1 sise Coca Colaya...
Mezelerin de haslanmis ve zeytinyaginin icinde yuzdurulmus olmasinin disinda bir becerisi yok, ama bizim otelin fiyatlarinin tam 2 misli odedik..!

_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
steppenwolf
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 02, 2005
Mesajlar: 147
Nerden: İSTANBUL

MesajTarih: Sal Eyl 06, 2005 8:41 am    Mesaj konusu: Gelibolu Alıntıyla Cevap Ver

DrDakar, hem doğa çok güzel hem de orada yaşanan atmosfer çok etkileyici. Görülmeye değer bir yer. O nedenle iki hafta arayla tekrar gittim ben.

borabora, teşekkür ederim. Höşmelimi galiba Hüsmenoğlu'nda yedim.

mwanda, motosikletle gezilmesi kesinlikle daha güzel oluyor ve önerilir.

VAP53, Ahmet Bey, inşallah İstanbul'da da görüşürüz. Keyifli sohbetlerimiz devam eder.

turkbone, umarım yolunuz düşer. Biraz zaman ayırmak gerekiyor. Bana bir gün yetmemişti.

altugsaygili, rotayı hazırlarken Geyikli Babakale arasını senin raporunda önerdiğin için seçmiştim. Akliman'ı atladım malesef ancak Uran Restoran'da kalamarı atlamadım. Otellerin olduğu resimde motosiklet Uran Motel'in sağ altında duruyor. Ben de orada kaldım. Ahmet Bey'in uyarısı ile de Karayel'den uzak durdum.

Sevgiler...
_________________
O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
DrDakar
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Dec 14, 2003
Mesajlar: 1313
Nerden: Philadelphia

MesajTarih: Çrş Eyl 07, 2005 3:03 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Hocam resme doyurmussun, eline saglik.

Bora, bak ciddiyim, topla Bursa-Bandirmadan gelenleri, hepbirlikte Amerika resimlerini koyalim siteye. Masallah nerden konu acilsa, ordan resmin cikti bu sezon icon_smile.gif DD nin evi kucuk (bakiniz iki yil oncesinden bir forum) ama benimki idare eder icon_lol.gif icon_lol.gif icon_lol.gif
_________________
Akif Ersahin
BMW R1200RT
IBA #25322
DrDakar.com
www.gamsizseyyah.com
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder Kullanıcının web sitesini ziyaret et AIM Adresi Yahoo Messenger
Greedy
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Non 0, 0000
Mesajlar: 359
Nerden: Ereğli

MesajTarih: Çrş Eyl 07, 2005 5:44 am    Mesaj konusu: Great... Alıntıyla Cevap Ver

Bu harika rapor ve fotoğraflar için çok teşekkürler... icon_smile.gif
Umarım cennete hak kazanıp orada da çok leziz nimetlere gark olursunuz... icon_smile.gif

Fakat burada bir hata olma ihtimali var:
Alıntı:
Bu arada höşmelimi yarılamışım.


Sönük aklımdaki bilgi kırıntılarına göre o tatlının adı "hoşmerim" olmalıdır ve "hoş mu erim?" ifadesinden kaynaklanmaktadır. Cepheden eve dönen bir askerin hanımının habersizce eve dönen eşi için alel acele evde ne bulduysa katıştırıp pişirdiği ve eşine "hoş mu erim?" diye sorduğunu öğrenmiştim vaktiyle.

Çanakkale'de o yokluk ve sıkıntılar içinde cepheye koşarak yurdu savunma uğrunda seve seve canını veren şehitlerimizin aziz hatırası önünde saygı ile eğiliyorum.

Dedelerimize barbarca saldıran askerlerin dilini övünerek konuşuyoruz şimdi biz torunlar, ne ilginç değil mi?...
icon_rolleyes.gif
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
steppenwolf
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 02, 2005
Mesajlar: 147
Nerden: İSTANBUL

MesajTarih: Çrş Eyl 07, 2005 8:38 am    Mesaj konusu: Gelibolu Alıntıyla Cevap Ver

Greedy, iyi dileklerin için teşekkür ederim, amin.
Höşmelim konusunda haklısın. Doğrusu höşmerim.
Aklının sönük hali bu ise berrak hali nasıldır acaba? icon_rolleyes.gif
_________________
O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Timucin
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 29, 2003
Mesajlar: 108

MesajTarih: Çrş Eyl 07, 2005 12:40 pm    Mesaj konusu: Re: 27-30 AĞUSTOS GELİBOLU YARIMADASI, BABAKALE VE ASSOS Alıntıyla Cevap Ver

steppenwolf demiş ki:
Tekirdağa geçince Serinoğlu tesislerinde ........................ Çoğunluk BMW GS serisi makineler. Bir çift
Saroz'a gidiyor,


Galip bey merhaba , saros a giden çiftten selamlar , ayak üstü doğru düzgün tanışmaya bile fırsat olmamıştı , zaten konuda sizin küheylan üzerinde fileye takılı paletlerden açılmıştı ben tüpü nereye sakladınız acaba diye bakarken sizde tesisten ayrılmıştınız ,

çok güzel rapor olmuş fotoraflar ise harika, elinize sağlık ,

arkanızdan bakarken farkettimki sizin küheylan sanırım Kawasaki Zephyr , doğrumudur ? (klasik naked makineler arasında sebebini tam kestiremediğim bir ilgi duyarım kendilerine)

Selamlar,

Timuçin UYGUN
1150 GS / Ist.
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
steppenwolf
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Feb 02, 2005
Mesajlar: 147
Nerden: İSTANBUL

MesajTarih: Çrş Eyl 07, 2005 1:51 pm    Mesaj konusu: GELİBOLU Alıntıyla Cevap Ver

Merhaba Timuçin Bey,

Galiba çocuklar Saros'daydı değil mi?

Yolcu yolunda gerek diye yemek sonrası hemen yola koyulmuştum.
Umarım tekrar karşılaşırız.

Motosiklet konusunda tahminin doğru. Kawasaki Zephyr 1100.
Klasik görünümünü ben de çok seviyorum.

Selamlar.
_________________
O iyi insanlar o güzel atlara bindiler, çektiler gittiler
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa 1, 2  Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt