Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Çrş Mar 23, 2005 5:31 pm Mesaj konusu: İSTANBUL'DA BİR HAFTASONU
Eşim Fulya’nın haftasonu İstanbul’da hizmetiçi eğitimi olunca ben de kendisine eşlik edeyim de oradaki dostları bir göreyim dedim. Ayrıca cumartesi günü OMM’nin ARA-Kontrol eğitimi vardı. Hazır gitmişken ona da gireyim de hem şu “alaylı” yakıştırmasından kurtulayım, hem de bir şeyler öğreneyim dedim.
Cuma günü için 21.30 feribotuna biletlerimizi alıp, saat 12.00 gibi yola koyulduk. Hava pek güzeldi. Temkinli bir seyahatle 14.00 gibi Susurluk’a geldik. Buradan, tost yiyip ayran içmeden geçtiğimiz hiç olmadı
Karnımız bir güzel doyurduktan sonra Susurluk’tan ayrıldık. Daha birkaç Km olmuştu ki, bir sağ virajda tam karşımda radar arabasını gördüm. Süratim de 130Km civarındaydı. Fren falan yaptım ama yakalanacağımı da anladım. Az ileride çevirme vardı ve beni durdurdular. Allem kalem ettim ama nafile: 188YTL cezayı bir güzel yedim. Söylene söylene yola devam ettim. Bandırma yolunda bir de baktım karşıdan iki motor geliyor. Bora ve Ali. Hemen durduk. Bir arkadaşlarının çiftliğine gittiklerini ve bizi de götüreceklerini söylediler. Peki diyip peşlerine takıldık. Çiftlik harikaydı. Uzun zamandır bu kadar doğal bir ortamda olmamıştık…
Hangisi daha sevimli karar veremedim. Kucağımdaki mi yanımdaki mi???
Çaylar içilip, kestaneler yendikten sonra, doğru Bandırma şubemiz İhsan’ın dükkanına.
Orada da çaylar kahveler derken, İhsan yemek için eve gideceğimizi söyledi. Tası tarağı toplayıp eve geçtik. Ebru, tüm misafirperverliğiyle bizi karşıladı. Ama yemek işleri İhsan’dan soruluyordu. “Her zaman böylemi acaba bu çocuk” diye düşünmeden edemedim. Mutfakta bir motorcu. O şekilde bir resmini çekmediğime şimdi üzülüyorum.
Evde iki tane de şirinlik abidesi var. İkisi de birbirinden tatlı. Ama sadece küçüğün resmi var. Benimle de çok iyi anlaştı. Sürekli yanımdaydı. Şimdiden özledim…
Yemekte eğitim konusu açılınca, İhsan “ben de geleyim abi” dedi. Hemen Apo’yu aradık. O da “olabilir” deyince İhsan da hazırlanmaya başladı. İlkay ile de kalacak yeri ayarlayınca 5 dakikada Beşiktaş yapıverdik. 21.30’da feribottaydık. 24’e doğru İstanbul’a indiğimizde karşımızdakiler bizi şaşkına çevirdi. Sadece İlkay’ın karşılayacağını sanıyorduk. Ama dostlar orada da geceyarısı bizi yalnız bırakmamışlardı. Önder, Funda, Fatih, Oktay ve İlkay, güruh halinde flaşlar eşliğinde bizi karşıladılar. İnanın çok duygulandım.
Doğruca Önder’lerin evine gittik. Saat 01.00 olmuştu ve daha biz sohbet edecektik. Yatmamız 03.00 civarlarında oldu. Eğitimi duyan Önder “ben de geleyim” dedi. Hehehehehe
3 saatlik uykuyla sabah 06.30’da kalkıp yollara düştük.
Cumartesi
Eğitime katılacak olanlarla gişelerde buluştuk. Engin termosla kahve getirmiş içiyordu. Kahvenin dibi de bana nasip oldu. Sabah sabah nasıl iyi geldi anlatamam.
Hep beraber Autodrom’a doğru yola çıktık. Harika bir yer, bayıldım. İstanbullular çok şanslı.
Önce Apo, Rahmi ve Fuat’tan oluşan eğitmen kadrosu teorik bazı bilgiler verdiler. Sonrasında ise pistte sıralandık.
Ben, İlkay, Önder, İhsan, Selami, Mete, Engin, Özden zaten bir grup olmuştuk.
Eğitmenimiz de Rahmi Barutçu oldu. Başlarken kendime şöyle bir şey söyledim: “Bildiğin her şeyi unut, sıfırdan başlıyormuş gibi düşün”. Bildiklerimin bazılarının yanlış olabileceğini biliyordum. Ama bildiklerimi unutmak konuda çok da başarılı olduğumu söyleyemem.
Rahmi de güzel anlatımıyla bize herşeyi sıfırdan anlatmaya başladı. Gruptaki disipline dikkat çekerim.
Armağan bizi ziyarete gelene kadar tek bir kare bile çekemedim. Yoğun bir eğitim bombardımanı altındaydık. Söylenen her şeyi yapmaya çalışırken, tek bir kelimeyi bile kaçırmamaya özen gösteriyorduk. Yapmamız gereken hareketleri bazıları gerçekten de zordu. Beni en çok zorlayan ise: Sürerken ayağa kalkıp, sağ bacağımı deponun üzerinden geçirip, sol bacağımı üstüne atmak oldu. Pantolon sıkı, aldığım kilolar var. Yine de bunu başardım ve bu şekilde U dönüşünü tamamlayıp durma yerine geldim. Ama bacağımı tekrar aynı yere getiremeyeceğimden motorun solundan direkt olarak aşağıya atladım ve bastım frene. Komik bir duruş oldu, ama oldu… Pek bir eğleniyorduk.
Günün en iyi sürücüsü seçilen Engin slalom yaparken… Koçum benim…
Uykusuzluk her geçen dakika belimizi büküyordu. İlkay her bulduğu boşlukta biryerlere kıvrılıyordu. Aslında ben de ondan beter durumdaydım. Öğle saatlerinde pilimiz bitmişti.
Dinamik anlatımı, güzel Türkçesiyle Rahmi, bizi ayakta tutmak için elinden geleni yapıyordu. Ama İlkay’ın yerle temasını kesmek pek mümkün görünmüyordu. İyice görmek ve anlamak ayaklarıyla, anlatılanları yerde dinliyordu.
Eğitimin ana unsurlarından biri “bakışı düşürmemekti” Daima ileriye, bir sonraya bakmak gerekiyordu, ama ne mümkün. Göz kapaklarımızı açık tutmakta bile zorlanırken nasıl daha ve daha ileriye bakabilirdik ki. Vallahi buradan Rahmi’yi bir kez daha kutluyorum. Bir sabır, bir sabır…
O güne dair benim kahramanım Özden’di. Koca gruptaki tek bayan oydu. O kadar istekli ve kabiliyetliydi ki anlatamam. Özden sana da buradan kocamaaaaaan bir “HELAL”
Armağan’dan sonra sevgili dostum Sedat da orada bizi yalnız bırakmadı. İş-güç yüzünden arabayla geldiği için, motorun üzerindeki bu resimde Ali Desidero gibi, ama olsun. Biz onu deri kıyafetinin içinde gibi görüyorduk ehü ehü
Saatler geçiyor, eğitim sürüyor İlkay, ben, İhsan ve Önder uykuya yenik düşmemek için elimizden geleni yapıyorduk. Aşağıdaki resimde motora yaslanmış, tüm enerjimi Rahmi’nin anlattıklarına yoğunlaştırıyor ve saat olarak kötü bir plan yaptığım için kendime kızıyordum. Tabii ki İlkay yine yerlerdeydi.
O alanda 3 adet efsane yan yana gelmişti. Rahmi’nin benim ve Aral’ın siyah-kırmızı 99’ları, üçüz kardeşler gibiydi. Aral motorunu eğitim alanına sokmadığından biraz arkada kaldı, çekemedik.
Ön ve arka fren ile yapılan ani durşlarda herkes hem düşmekten korkuyor hem de acayip keyif alıyordu. 50Km hızla panik fren denememde yaptığım stopy, Rahmi’yi kızdırdı mı bilmiyorum ama beni uyandırdığı kesin… Bir gün önce taktırdığım gıcır metzellerlerden de bu beklenirdi İlkayın Varaderosu frenlemelerde harikalar yaratıyordu.
Eğitim akşam saat 18.00’e kadar sürdü. Turşumuz çıkmıştı ama hayatımızdan memnunduk. Bu eğitimi başarıyla tamamladığımız öğrendiğimizde sanki tüm yorgunluğumuz gitmişti.
NOT: Arkadaşlar, lütfen bu eğitimleri alın. “Benim ihtiyacım yok” şeklindeki saçma-sapan fikri kafanızdan atın. Belki de hayatınızı kurtaracak bilgiler alacağınızı garanti ediyorum. Bu vesileyle, üstün çaba ve becerilerinden dolayı başta Rahmi olmak üzere eğitmenlerimize bir kez daha teşekkür ediyorum.
O akşam için Fatih (esbank) bizi evine davet etmişti. Eğitimden sonra cümbür cemaat, Bulgaristan’a doğru yola koyulduk. Hehehehe Fatih’in evi, eğitim alanına yaklaşık 100Km uzaktaydı. Git git git git sonunda evdeyiz ve açıııııııııız.
Seher ve Fatih o akşam için öyle bir hazırlık yapmışlar ki anlatamam. Yediğim her şeyin tadı hala damaklarımda. Bu arada Allahtan ev çok büyük. Çocuklar hariç 20 kişinin üzerinde bir nüfus var evde. Yine de herkesin keyfi acayip yerinde. Gruplaşmalar var tabii
Bir kahkaha tufanı kızlardan gelirken, hemen arkadan biz koyuveriyoruz makaraları. Bu ekip bir ararya gelir de gırgır şamata olmaz mı. Nefis şaraplar, fiskiler, rakılar da sohbete güzellik katmakta. Fatihin ve Enginin tüm çabalarına karşın Ağır Abi (Önder) gözlerini kapamaya başlıyor. Az sonra tam o oturduğu yerde uykuya yenik düşecek.
Sadece o mu? İlkay işi baştan bırakmış. Sabahtan beri her düzlüğe yıkılmaya çalışan sevgili arkadaşım ipek halıyı bulur da mışıl mışıl uykuya dalmaz mı.
Bu arada İhsan da “sandalyede gözleri açık uyuyabilen adam” unvanını kapıverdi o gece. Ben biraz daha genç olduğum için uyanık olanlarla sohbetimi geç saatlere kadar sürdürdüm tabii… Fatih, Seher ve bizi o kadar güzel ağırladınız ki, ne kadar teşekkür etsek azdır. Ve bizimle olmak için orada olan herkese de teşekkürler…
Geç saatte gidilen bir 60Km’den sonra evdeyiz. Herkesin gözü yatakta. İlkay ve İhsan ayrıca Altuğ ve Aslı bizimle kalıyorlar. O kadar insan nerede yattı anlamadım.
Pazar
Sabah 08.00 gibi uyanıyoruz. Akşam, Şile tarafında kahvaltı yapalım diye konuşulmuştu ama dışarısı kesin eksi derecelerde. Plan değişikliği yapılıyor. Ve anons: Herkes Önderlereeeeeeeee.
İlkay, “ben krep yapacağım” diye tutturunca mutfakta da başköşeye geçiyor.
Herkes bir şeyler yapmaya çalışıyor. Masalar birleştiriliyor, ekmekler alınıyor, sucuklar, sosisler kızartılıyor, çaylar konuluyor. Nihayetinde mükellef bir masa hazırlanıyor. Funda ve Önder Dişli, harikasınız siz ya. Misafiri bu kadar seven ve güzel ağırlayan arkadaşlarımız olduğu için çok şanslıyız. Çocuklar hariç 14 aç insan, az sonra bu masada gördüklerinizi silip süpürecek. Soldan sağa: Seher-Fatih, Engin (Sema fotoyu çekiyor), Can-Aslı, Funda-Önder, Aslı-Altuğ, Ben (Fulya eğitimde) İlkay, Sedat-Nedime…
Zaman zaman dışarı çıkalım, gezelim gibi fikirler ortaya atılsa da, soğuk hava ve koyu sohbet bu fikirleri çürütüyor. Kısa dışarı turların haricinde hemen herkes evde kalıyor. Armağan dostum, sabah katıldığı OMM gezisi biter bitmez yanımızda alıyor soluğu. Tabii biraz üşümüş. Gözde ve Oktay da öğle saatlerinde bize katılıyorlar. Akşam Galatasaray –Ankaraspor maçı var. 2-0 Galatasaray öndeyken bazı arkadaşlar çok seviniyor. Durum 2-2 olunca biz şov yapıyoruz. Oktay bizim üzerimize atlıyor.
Çok centilmen kardeşimiz Engin, koyu Galatasaraylı Fatih’e servisini FB havlusuyla yapınca ortalık yine karışıyor. Alt-alta üst-üste güreşler başlıyor.
Harika geçen iki gün böylece sona eriyor. Bizi ağırlayan ve bizimle birlikte olan herkese borçlanıyoruz. Ama bu borcu ödemek kadar zevkli bir şey düşünemiyorum.
Dönüşte de harika bir yolculuktan sonra İzmir’e varıyoruz. Üzerimizde tatlı bir yorgunluk var. Koltuklarımıza uzanıp böylesi dostlara sahip olduğumuz için ne kadar şanslı olduğumuzu konuşuyoruz. Teşekkürler hepinize…. AKÇAY Ailesi _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
Zafer abi, şu poz süper, bundan bir avatar, hatta uygun bir kadrajla poster çıkar:
Eğitimde şu bacak bacak üstüne olayı neye yarıyormuş? Ben de pek becerebileceğimi sanmıyorum. Yap/amayana ceza var mı? Düşürürüm ben motoru!
Bu arada, hayırlı olsun. Bu kadar motordan sonra 1100 GS'ye dönüşün altında bir mesaj var mıdır?
Üşenmeyip paylaştığın için teşekkürler... _________________ 72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)
CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
ayaginiza saglik.. dolu dolu bir gezi olmus vallahi.
Sedat'in Ali desidero pozu beni oldurdu
ama hersey bir yana egitim bir yana. oturus pozisyonundan frene kadar bircok konuda bildiklerinizi bir sarsiyor...
klavyene saglik zakcayim.
sevgiler _________________ www.gamsizseyyah.com www.fotokritik.com
----------------------------
M.Oytun PINAR
(Izmir'li "Homer")
532 5473288
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 402 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Prş Mar 24, 2005 7:41 am Mesaj konusu:
Sevgili Gamsızım Zakçay,
ne iyi ettinizde geldiniz , eğitimdeki performansınıza hayran kaldım, ben kenardan o kareleri çekerken bile yorulmuşum, akşam evde çıktı acısı dolayısıyla sizlerin yorgunluğunuzu da anlayabiliyorum
Tez zamanda görüşmek dileğiyle,
sevgiler _________________ ARAL
C.ARMAGAN ALBAYRAK
ISTANBUL
Herhabalar ,
Yine çok güzel bir toplantı organizasyonu yapmışsınız , hepinizi tebrik ederim. Resimler ve raporlarda mükemmel. Ancak bunlardan daha mükemmel olan bişey var ki oda " ikiteker dostluğu ve beraberliği". Sizlerin tüm gezilerinde bunu çok rahat görebiliyorum. Bu duyguyu bende sizin raporlarınızı okurken yaşıyorum.
Boşver teşekkürü sen Zafer biz İzmir'e borcumuzu ödeyemedik daha..
Cuma akşamından gec yattığımız için 3-3.5 sata uyku. Ardından eğiitm. Eğitim akşamı "koloni" halinde Fatih/Seher'in evnde öbeklenişimiz.
Aynı gece güruh halinde Önder/Funda'lara intikal. akip edne gün tüm takımın olduğu gibi Önder'lere gelişi.
Allahım o neydi öyle.. Zafer ve Fulya'yı yolcu ettikten sonra hiçbirimzi bir süre kendimize gelemedik.
Aynı eğitime birkaç ay evvel EMOK'ta katılmıştım. Tekrar alacaktım,i Zafer sayesinde bu kez OMM ile aldık. Rahmi'nin gerçekten ağzına sağlık. TÜm ciddiyetine rağmen her tür esprimizi ve belden aşağı muhabbetimize gülümseyerek katlandı. Üstelik benim her fırsatta bir köşeye kıvrılıp uyumama raız geldi.
Konuya dönersek. Geçen hafta Zafer geldi, bu hafta fuar derken yine gezi falan yapamadık ben rahatszılanmaya başladım.
Kaan'a not: Naz<ar etme ne olur üşenme gel istanbula senin de olur. Ben Samsuna geldiğimde ödeşiriz sorna Bekliyoruz kardeşim.
Aynı şekidle sevgli Ahmet.. Bzilerden birileir geldiğinde her türlü ilgi alakayı gösteriyor eşlik ediyorsun da bir gün de seni şöyle İstanbul'da ya d aİzmirde görelim.. Birgün coluk cocuğu tak arkana arabayla gelsinler sen de frolayna atla alalım Yenikapı'dan..
Kaan'a not: Naz<ar etme ne olur üşenme gel istanbula senin de olur. Ben Samsuna geldiğimde ödeşiriz sorna Bekliyoruz kardeşim
Dostum benim vaktim olsa gelmez miyim? Katıldığım bir İkiteker toplantısına ameliyattan çıktığım gün gittim , Borusan'daydı, hiç unutmuyorum. İnkanları zorlayıp iş seyehatlerinde sizlerle beraber olmaya çalışıcaz artık.
Samsun a geldiğinizde öyle hemen kaçmak yok ama bu sefer. Tüm arkadaşlara söylüyorum , doya doya takılacaz . _________________
Kayıt: Dec 04, 2003 Mesajlar: 598 Nerden: MARMARİS
Tarih: Prş Mar 24, 2005 11:09 am Mesaj konusu:
Eğitim;bana faydalı oldu mu dersek,buna %100 ewet derim.Yalnız burada aldığımız ve gösterilenleri devamlı ,antremanlamalıyım diye düşünüyorum.Yabancı dil gibi;tekrarlamasan köreleciğine inanıyorum.İstanbul dönüşü,Bandırma ya tercihen karadan geldim.Aklımda
Sayın Apo Hekiman'nın gösterdiği frenlemeye takılı kalmıştı:
-Beğenmediğimiz 70 km/h hızda;çift teker acil frende,motosikletin durma
mesafesi.Bir an varsın ve yoksun.İnanın korkutucuydu.Bu yüzden;devamlı bakış ve dikkatin ne kadar ön planda olduğunu ve saniyelerin ne kadar önemli olduğunu kavradım.
Bu arada hafta sonu beni ağırlamak nezaketinde bulunan Sevgili İlkaya,Dişli Çiftine;güzel bir akşam yemeği için Sevgili Özbank Çiftine,Eğitim süresince bana moral veren Sevgili Armağan ve Sedat'ta,Eğitim öncesi bildiklerini sonsuz sabır ile paylaşan Sevgili Uğur ve Zafer Ağabeye;istanbul da ki tüm dostlarıma teşekkür ederim.
Sevgiyle _________________ http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=13309
Sevgili Zafer İlkay'ın dediği gibi ne teşekkürü. Biz asıl misafirperverliğin İzmir'lilere mahsus olduğunu biliyoruz. Keşke sık sık gelsenizde bizde bu vesile ile biraz değişik programlar yapabilsek. Ayrıca son İzmir'e gelişimizde senin ve Uğur'un bizi Manisa'dan karşılayıp evlerinize dağıtmanızı, yemeğimizi ve kahvaltımızı hala unutamadık.
Sevgili İhsan. Senide sık sık görmek istiyoruz. Ama sandalyede çaktırmadan gözleri açık uyurken değil. Sen yeterki İstanbul'dayım de bak hemen çerkez tavuğunu nasıl hazırlatıyorum. İyiki varrsınız be.
Ah be Zafer'im
Sayenizde dolu dolu bir hafta sonu geçirdik. Sizin gibi dostlarımızın her zaman başımızın üstünde yeriniz var. Keşke diğer arkadaşlarımızda gelseydi de mutluluğumuz iki kat olsaydı. Biz size olan borcumuzu ödeyemeyiz. Her geldiğimizde işinizi gücünüzü bırakıp bizlere konsantre oluyorsunuz. Sizin bize çok borcunuz var daha. En kısa sürede tüm ekibi alıp İstanbul'a gelmeniz gerekiyor. İyiki geldiniz, iyiki varsınız.
Ulen Uvuurrr, Kafamı bozma artık yeter her gün tel açmaktan bıktım haydi kap Nazan'ı ve diğer arkadaşları gel artık.
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız