Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Tarih: Pts Arl 27, 2004 9:30 am Mesaj konusu: (VAP) Ahmet Pınar ve Saynur PINAR İzmir'de
Bir hafta önce VAP’la MSN’de sohbet ederken, uzun zamandır planladığımız ama bir türlü gerçekleştiremediğimiz buluşmamızı bu kez başaracağımızı anlamıştık. Çünkü bu kez Saynur Hanım da Ahmet ağabeyin yanındaydı. Kısa bir görüşmeden sonra 25.12.2004 cumartesi gelip Pazar dönebileceklerini bildirdiler. “Harika” diye yanıtladım.
Bakmayın Vap ile bu kadar samimi olduğumuza. Daha önce hiç karşılaşmadık. Ama sanki kırk yıldır tanışıyor gibiyiz; bir çoklarınızla olduğu gibi.
İkitekerden İzmir’e davetlimiz olarak gelen her misafirimizi şehrin dışında karşılıyoruz biliyorsunuz. Bu kez Çanakkale’den gelineceğine göre Menemen ya da Aliağa ve Hatta Dikili olabilir diye plan yaptık. Ctesi günü boş olan sadece ben, Utku ve Oytun vardık. Buluştuk ve yola koyulduk.
Menemen yakınlarına geldiğimizde Oytun’un gözlerinde garip bir parıltı sezdim; evet yemek yiyecektik. Menemen’in içine pike yaptık. Oranın meşhur Namlı Köfte Salonu bizi bekliyordu. Manzara-i Umumiye:
Konu yemek olunca insan vaktin nasıl geçtiğini de anlamıyor tabii ehü ehü. Vap’la telefon konuşmamızda bize çok yaklaştıklarını anlayınca Foça ayrımına yakın bir yerde beklemeye karar verdik. Kısa bir beklemenin ardından bir arabanın selektör atarak ve de tozu dumana katarak yolun kenarına yanaştığını gördük. Evet, işte Ahmet & Saynur Pınar:
Sıkı sıkı bir kucaklaştık. “Kucaklaştık” derken “elimizden geleni yaptık” demek istiyorum tabii. Çünkü kucaklaşan insanlar Oytun, Vap ve bendik. (“Göbekleştik” mi deseydim acaba?)
Hemen İzmir’e doğru yola çıktık. Annesinin oğlu pek Sayın Utku Bey de fotoğraf konusunda en az annesi kadar kabiliyetli.
Önde giden Vap’ın arabası. Yuvarlak içine aldığım ise, İkiteker logosu. Plaka ise memleketim olan Ankara’yı işaret ediyor. Bu saydığım üç güzellik (Vap, logo, plaka) beni iyiye mutlu kılıyor.
Diyorum ya velet, kabiliyetli diye. Oradan buradan fotolar çekiliyor durmadan. Çiğli semalarından geçerken Oytun Bey…
Ve yine güler yüzüyle makinemize poz veren sevgili VAP:
İzmir’e geldiğimizde ilk durağımız Pınar’ların evi. Tabi böyle yazınca “hangi Pınar” diye düşünmüşsünüzdür. Oytun PINAR, Ahmet PINAR. Kaldık mı Pınar’ların arasında.
Şeboyu da alınca ekip tamamlandı. Ve yol fotoğraflarını kahramanı Utku Bey.
Saynur Hanım’ın İzmir’e ilk gelişi olduğunu öğrenince, rotayı Karşıyaka Kordona çeviriyoruz. Şebnem’de arabaya biniyor ve rehberli görevini ifa ediyor. Şebo da bu işi hakikaten güzel yapar yani. Maşallah bir çene, bir çene.
Altınyol’dan doğru İzmir Kordon’a. Oradaki mekânımız La-La’ya oturuyoruz. Hava da şansımıza bir güzel anlatamam. Montları bile çıkartıyoruz; dışarıda oturduğumuz halde. Birer de yorgunluk birası açıyoruz ki, değmeyin keyfimize…
VAP’ın bir toplantısı var ve ne kadar süreceği de belli değil. Ama kısa süreceğine olan inancımız tam. Aksi halde, akşam bir arada olmamız imkânsız. O yüzden de akşam planını kimseye açamıyoruz. Düşünsenize, herkese “VAP geliyor hadi yemek yapıyoruz” diyeceksiniz, ama toplantısı bitmediğinden VAP gelemeyecek hehehehehehe…
Ama tahminimizden çok daha kısa bir sürede üstün bir başarı sergileyen Ahmet Bey, yanımızda alıyor soluğu. Lokal bir grupla doğru Güzelbahçe’deki balıkçılara gidiyoruz.
Cumartesi olması ve de İzmir halkının çok gezenti olmasından dolayı her yer tıklım tıklım. Reis’in yerinde Gürkan’ın torpiliyle yer buluyoruz. Ama tek bir masaya sığmak ne mümkün. Yan yana iki masaya bölünmemiz gerekiyor da bu iş sanıldığı kadar kolay değil. En sonunda bayanlar-erkekler şeklinde bölünmekte buluyoruz çareyi. İşte SAP masası
Bu da şık ve nazik hanımefendilerin masası. Biz durmadan motor ve İkiteker’i konuştuk, bir de yemekleri… Ama bu masada ne konuşuldu hiçbir fikrimiz yok. Fakat buradan yükselen kahkahalar hanımların çok güzel vakit geçirdiğini kanıtlıyordu. Bir tek ciddi oldukları an işte bu andı. “Bayanlar bir foto alabilir miyim” dediğimde bir anda nasıl da hanım hanımcık olmuşlar bakın işte.
Burası ilginç bir mekân. Ön tarafta balıkçılar, hemen onların arkasında da lokantalar var. Siz önce balıkları ve kalamar, karides gibi yan ürünleri gidip balıkçılardan alıyorsunuz. Sonra lokantaya getirip pişirmesini istiyorsunuz. Diğer bütün ürünler de lokanta tarafından temin ediliyor. Sonuçta da şöyle bir masaya sahip olabiliyorsunuz.
Sek-sek sekerek kelebekler gibi alış-veriş eden Oytun Bey, herkes patlayıncaya kadar yedikten sonra elinde iki tabak kalamarla kalıverince, anlıyor herkesin kendisi karda yemediğini. Ama artık her şey için çok geç. Afiyet olsun Oytuncuuuum.
İçeride dolaşan piyangocu, Ahmet ağabeyin direktifiyle masaya geliyor. Şans kapıyı acaba İzmir’de mi çalacak?
Bakın burası önemli. Eğer bu bilete bir şey çıkarsa İkiteker’deki herkese bir şey çıkmış demektir. Ahmet ağabey bu bileti alırken böyle dedi. Numarayı not almak isteyen olursa diye temkinli davrandım…
Bu hoş ve eğlenceli geceyi bir saatlerde noktaladık ama ben bilmiyorum. Sabahki rotamız Altınoluk Kahvaltıevi olacaktı. Saat 10.00’da orada buluşmak üzere dağıldık.
Ve buluşma yine her zaman olduğu gibi tam saatinde gerçekleşti. Sanki akşam o kadar şeyi biz yememişiz gibi saldırdık yine bal-kaymağa… Ahmet ağabey de biz uydu, ne yapsın. Ye Ahmet ağabey ye, afiyet bal, şeker olsun…
Valla yemek konusunda Ahmet Bey, bizi sulu götürür susuz getirirmiş meğer. Bu şamandıra olayına tanık olunca hemen bastım deklanşöre…
Masayı silip-süpürünce bir rahatladık ki sormayı. Bakışlarımız düzeldi valla. Allah kimseyi açlıkla terbiye etmesin. Hele ki Gamsızları asla…
Aşağıdaki resimde sol başta oturan arkadaşımız Hakan Kopan. Yarış camiası ve şimdi de motosiklet pazarı onu yakından tanıyor. Kendisi İzmir’de KTM ve Ducati satıyor. Tam karşısında bir başka yarışçı Erkan Demirel. Hoca hocayı tekkede bulur misali, iki araba yarışçısı da birbirlerini bu masada buldular.
Kahvaltı faslı bitince Pınar ailesi dönüş yolculuğuna biz ise kısa bir geziye çıkacaktık. Haritala açıldı ve güzergâh belirlendi.
Biz motorların başında güvenli sürüşten, tam kuşamdan falan bahsederken, karşıdan gelen bir motosikletçi hepimizi şaşırttı. Kerli-ferli bir adam, makosen ayakkabılarıyla ve korumadan hiç nasibini almamış bir şekilde yanımızdan geçmez mi heheheheheheheheh Ayıp vallahi. Hemen durdurup “Ne yapıyorsunuz beyefendi, böyle motora binilir mi?” diye söylendik. Özrü kabahatinden büyük. Neymiş efendim? Bir grup motorcu (GS)!!! :
“aaaaa abi bi denesene XT660’ı harika bir motor valla. Şuradan hemen dönüp gelirsin bir şey olmaz. Hem seni bu halde kim görecek ki burada” gibi bir şeyler söylemişler. Ehü ehü ehü O da bu gruba kanmış. (Kih kih)
Ahmet ve Saynur Pınar çiftini bize yaşattıkları bütün güzellikler için teşekkürlerimizle uğurladık. Buradan da bir kez daha teşekkürler. Pınar’lar sizi çooook sevdik.
Artık mini gezi için biz de son hazırlıları yapıyorduk. Hava güzel yollar muhteşemdi. Rota: Seferihisar- Kaplıcalar-Ürkmez-Kuşadası-Soke şeklinde belirlendi.
Tam bu sırada sevgili Civan Poyrazoğlu ve arkadaşları uğruyorlar yanımıza. Biraz da kakara kikiri onlarla yapıyoruz tabi. Civan'ı da aramızda görmek dileklerimi iletip ayrılıyoruz yanlarından.
Yine harika Ahmetbeyli virajlarından geçecek olmak güzeldi. Bu kez de Hakan Kopan’ın harika pilotajına tanık olma fırsatı yakaladık. Çizgisi, sürati ve güvenli sürüşüyle hepimizden tam not alan Hakan bizi kendine hayran bıraktı. Performans ekibine bir sürücü daha eklemiştik.
Kuşadası’nda yeni açılan ve önünde motorların sergilendiği mekân bizi kendin çekti. Ne yazık ki ismini unuttum. Bundan sonra Kuşadası’ndaki mekânımız da böylece belli oldu.
Orada otururken EMK’dan bir grubun da bize doğru seyrettiğini öğrenince çok sevindik. Bir süre onları bekledik. Bu sırada da yine yemek için plan yaptık. Söke yolunda Kavurmacı Yılmaz’ın yerine gitmeye karar verdik. Nasıl bir şey bu kavurma derseniz işte şöyle bir şey derim:
İşte bize katılan EMK grubu. Ümit Ağabey, Serhat Kılavuz, Erdoğan ve eşi, Mehmet Göl ve eşi, ayrıca İstanbul’dan gelen ve 1150 kullanan bir misafir.
Burada da harika vakit geçirdik tabii. Kapının önündeki motorlar ise çok kozmopolit bir yapı sergiliyorlardı. Serhat Ağabeyin nereden bulduğunu dahi bilmediğimiz Honda CB650si ve Mehmet Bey’in Goldwing’i
Hemen biraz uzağımızdaki şömine de keyfimize keyif katıyordu…
Böylelikle akşamı yaptıktan sonra artık dönüşe geçmiştik. İzmir’e iyice yaklaştığımızda birden karşımızda beliren jandarma radardan kaçamadık ve türlü ikna çabalarından sonra sadece ben; yani öncü, 51/2-B üzerinde yani yüklü bir ceza yedim: 169.000.000. Siz siz olun hız tahdidini aşmayın. İnsanın canı fena yanıyor.
Dönüşte girdiğim tuvaletteki yazıyı paylaşayım sizlerle. Şair milletim benim
Ahmet ve Saynur Pınar sayesinde geçirdiğimiz harika iki gün, güzel bir geziyle böylelikle noktalanmış oldu. Radara rağmen hepimiz pek mutluyduk.
Mini gezimizde de lastiklerimizin yanaklarını dibine kadar kullanmış olduğumuzu görmek bizi daha ir mutlu etti… Bunların hepsi eğitimin sonucu tabii. Eğitim diyoruz başka da bir şey demiyoruz.
Bizimle olan ve okuyan herkese teşekkürler… _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
Zafer abi ellerine sağlık Pazartesi sabahlarını iple çekiyorum senin yazıları okumak için güzel bir gezi olmuş :lol:Herkese sevgiler _________________ Esen PINAR '77
Motorsuz motorcu (Şimdilik)
esen.pinar@turktuborg.com.tr
Eh be kardeşim şu yemek fotograflarını gelenek hale getirmekle iyi mi etitk kötü mü çözemeidm gitti..
Oytun, elinde iki tbaka kalamarla o yüz ifadeni özlemişim be..
Bu vesileyle Kütahya'da duşunu esirgemeyen Erkan'a da buradna tekrar sevgiler
Ahmet abi motorsuz hiç yakışmıyor. Mevcut maksi skutır benc eikiniz içind eidealdi, rhata rahta gideridiniz
Zafer'cim, artık bizleri alıştırdığın bu dumanı tüten gezi raporu için teşekkürler. Yazını bu kadar fotoğrafla süslemeyi nasıl beceriyorsun pes doğrusu. Ben iki resim çekip onu bilgisayara yüklerken bile enerjimi tüketiyorum. Nerede kaldı bir de siteye göndermek..
Sonraki gezilerde yada her ne vesile ile olursa artık, toplantılarda görüşebilmek dileğiyle.
Sevgi ve selamlar.
Civan Poyrazoğlu
Vallahi son yillarda hic bu kadar keyifli bir haftasonu gecirmemistim/k. Bu sebeple esim ve ben, Izmir ekibimize kocamaaaaAAAN bir TESEKKUR EDERIIIIZ .
Arkadaslar bilenler muhakkak biliyordur ama, ben de söylemeden gecemeyecegim. Bu Izmir’li sevgili ve de sevimli arkadaslarimiz son derece cin. Evet evet CiN gibiler vallahi, coook dikkat etmek gerekiyor .
Erkan DEMIREL arkadasimizi taniyorsunuz, cok guzel bir Yamaha XT 660 X almis. Motoru Pazar sabahi kahvalticinin onunde inceliyoruz, bana;
- “bin de bir dene” falan gibi laflar ediliyor, ama ben arabayla gittigimiz icin donanimim olmadigindan;
- “yok yahu bu sekilde binemiyorum artik, icimi bir korku aliyor” falan diyorum. Israrlar;
- “yok canim soyle parkta bir donuver ne olacak” falan seklinde devam edince, eeee benim de icimdeki kurtlar zaten dunden razi oldugu icin,
- “eh bari soyle 3-5 metre (!) turlayayim” dememin ardindan deklansorler calisiyor ve beni resimliyorlar. Ammaaa sanki anadan uryanmis gibi halimle resimliyorlar; ayagimda ayakkabi, uzerimde de esortman ve sweet shirt ile…
- “Gerisini soylememe gerek yok, bu yazimin ardindan muhakkak resimler gelir” diye dusunuyordum Zafer'im bu yaziyi hazirlamadan once ama, hic beklememis vallahi mubarek. Her ne kadar resimleri ellerinde tutacaklarini soylemis olsalar daaaaa, anlayin iste, Brutus bu Zafer Brutus..!
IZMIR ekibine bir kez daha esim ve kendi adima COOOK TESEKKURLER EDERIM/Z
“Ahmet abi motorsuz hiç yakışmıyor. Mevcut maksi skutır benc eikiniz içind eidealdi, rhata rahta gideridiniz”
ILKAY’cigim guzel demisin de SAYKO motora bu gune kadar hic binmedi ki
“ahmet abimiz, zakcay'a haritada bi yer gösterirken birilerine de mesaj gönderiyo olabilir mi acaba”
HIDAYET’cigim vallahi ben de resimi gorunce ayni seyi dusundum vallahi. Ne fesatmissin bak. _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
kalamar konusunu abarttim , kabul ama sanimiza leke gelecegine midemize kalamar girer diyip olayi abarttim (bir de beni taniyanlar bilir , abartmayi da saka yollu severim , insanlarin yuzundeki ifade cok hosuma gider cunku.. mesela midyecinin onune ziplayarak gittigimde uzakta olan gruba " nasil abi , 500 tane yeter mi?" dedigimde midyeci honk oldugunda acayip guldum ama (aman burada zavalli midyeci ile dalga gecmis demeyin , adam balikci ve ben arkami donesiye kadar tavayi bosaltmistir , aman diyim ) 150 tane de alinca cok da abartmadigim ortaya cikti )
ben de VAP'a tesekkur etmek istiyorum , onun gibi genc ve tecrubeli bir abimizle (abi dedigime bakmayin , yasit sayilabiliri bile ) supppper bir muhabbet etme sansini yakaladik. hem motor hem de motor disi muıhabbeti superdi. cok keyif aldim(k) coook. Allah seni basimizdan eksik etmesin VAP abimiz. (nasil ama , Kaz dagi muhabbetindeki yerle yeksan ettigim potu tamir edebildim mi )
bu arada cin oldugumuz dogrudur. ayrica mikrobuzdur. ama bu resmi zakcay'in yayinlamasini esefle ve esref abi ile kiniyorum. ne guzel bunu arsivimize koyup ileride kullanacaktik. oldu mu ya zakcay ?? (VAP binmem dedikce herkes makineleri cebinde acip, hazirlayip , "yok abi ne olcek 3 metre" diye diye kandirdik )
tekrar ayaginiza saglik Ahmet abi. Cok keyifli bir haftasonu gecirdik sayenizde. Dolu dolu muhabbet icin tesekkurler.
Sevgi ile _________________ www.gamsizseyyah.com www.fotokritik.com
----------------------------
M.Oytun PINAR
(Izmir'li "Homer")
532 5473288
Kayıt: Jul 24, 2003 Mesajlar: 402 Nerden: ISTANBUL
Tarih: Pts Arl 27, 2004 2:40 pm Mesaj konusu:
ahhh ahhh Ahmet abi Bu ZAKÇAY kod adlı harbi Gamsız adam var ya, benide İstanbul'da kandırıp o zaman ki motoru Pan Europeana kasksız bindirip resimleri mi çekmişti. Bende motora binince dayanamayıp bir Kuruçeşme- Ortaköy yapmıştım o ayrı tabii
sevgiler _________________ ARAL
C.ARMAGAN ALBAYRAK
ISTANBUL
Bu arada biz Izmir donusunde Ayvalik uzerinden Edremit'e geldik. Aksamustu olmasi ve de gec kahvalti ettigimiz icin de oglen ile karisik bir aksam yemegini de Edremit'te yiyelim, hem de sevgili arkadasimiz Ahmet ERTUR'u de (CR) goruruz dedik (bu plan gitmeden yapilmisti aslinda).
Istedigimiz ve Sinan OZGEN'le beraber bol otlu Osmanli yemekleri olan restoran Pazar oldugundan kapali imis, biz de elimizdekilerle idare edip yine de ispanakli ve de patlicanli birseyler yedik (hem de bol sebze yiyerek rejime de (?) ihanet etmemis olduk tabii)
Bir taraftan yemek ve hava kararmaya da basladigi ve de ben karanlikta yaptigim kaza sebebiyle de biraz cekintili olmam sebebiyle sevgili Ahmet'le fazla vakit geciremedik ama Ocak ayinda birlikte yol yaparak telafi etme kararina vararak ayrildik (kisacik gorusme icin de olsa kalkip geldigin icin tesekkurler ederim/z Ahmet'cigim). _________________ Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli
Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Kayıt: Non 0, 0000 Mesajlar: 3352 Nerden: New York
Tarih: Pts Arl 27, 2004 10:05 pm Mesaj konusu:
Vallahi harika bir bulusma olmus... Hep VAP in yerine kendimi koydum, ne guzel, hic omrumde gormedigim ama eni konu tanidigim birileriyle karsilasmak, kucaklasmak.
ne guzel bunu arsivimize koyup ileride kullanacaktik. oldu mu ya zakcay ?? (VAP binmem dedikce herkes makineleri cebinde acip, hazirlayip , "yok abi ne olcek 3 metre" diye diye kandirdik )
Evet çok fena bir şekilde kandırdık Neredeyse Ahmet ağabeyi motorun üstüne bile biz otorttuk valla. Ama olsun. Başarıya giden her yol mübahtır, diyip yaptık bu hailnliği
Ama Vap biliyorsun yalnız değilsin. Elimdeki diğer arkadaşlara ait resmleri de ikincisayfaya geçince koyacağım. Hatırlamakta fayda var
Invisible demiş ki:
Eh be kardeşim şu yemek fotograflarını gelenek hale getirmekle iyi mi etitk kötü mü çözemeidm gitti..
İlkay, evet ya. GAliba bu işi biz başlattık değil mi? Ben de fena halde açken sizin gezileri okuduğumda çok fena oluyorum hehehehe. Ama bence bu sayede turizme hizmet etmiş oluyoruz ki biz gezginlerin görevlerinden biri de bu
hido demiş ki:
ahmet abimiz, zakcay'a haritada bi yer gösterirken birilerine de mesaj gönderiyo olabilir mi acaba yoksa advrider tayfasinin selami hosuna mi gitmis?
hido
Hido, bu ne ya? Anlamadık ki biz bunu?
Donald_Duck demiş ki:
Vallahi harika bir bulusma olmus... Hep VAP in yerine kendimi koydum, ne guzel, hic omrumde gormedigim ama eni konu tanidigim birileriyle karsilasmak, kucaklasmak.
Allah muhabbetinize zeval vermesin...
Yaa DD, bu o kadar kendiliğinden oldu ki anlatamam. Sanki kırk yıllık dost gibi. Sıcacık bir duyguydu. İkiteker dostluğu bu. _________________ Zafer AKÇAY
OMM-IAM Senior Observer
İzmir
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız