Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Deserteagle (DE) ile 1-2 yıl oldu bu konuyu görüşeli, “Abi, ben bir İç Anadolu Gezisi yapmak istiyorum” dedi, “Tamam” dedim yapalım “Ben de uzun yol yapmak istiyorum”, kısmet bu yıla imiş, 2 ay öncesinde, birkaç saat içerisinde yol yapmaya karar verdik ve kabataslak rotayı planladık. Plana göre, İzmir ve İstanbul’dan ayrı ayrı hareket edilecek, Afyon’da buluşularak Antalya’ya ve oradan tüm Akdeniz Bölgesi geçilerek Adana’ya ulaşılacak, sonrasında Mersin’den yukarı çıkılarak Mut, Ermenek arasındaki yol katedilerek Isparta, Burdur görülecek, Kütahya’dan memleketlere dönülecekti.
10-12 gün arası planlanmış olan bu rotada yol yapılacak, Faruk Akbaş’ın Türkiye Fotoğraf Rehberi kitabında “Türkiye’nin En Güzel 10 Yolu” içerisinde gösterdiği “Gazipaşa-Silifke” ve “Mut-Ermenek-Hadim” yolları görülecek, daha önce gezilmemiş şehirler gezilecek, kültürümüze kültür ve bilgi katılacaktı.
Nisan ve Mayıs ayları sıkıntılı geçiyor, bas bas bağırılan küresel ısınma kendini gösteriyor, yağmur yağmıyordu, geziyi ortak kararla 24 Mayıs’ta başlatacaktık. Okullar tatil olmadan, havalar ısınmadan ve turizm sezonu açılmadan rahat ve serin havalarda ve yollarda sürmekti niyetimiz. 11 gün sürerek DE’nin son izin günü olan 3 Haziran’da bitecekti, ancak 24 Mayıs’a yaklaşırken havalar değişmeye, ısı azalmaya ve tüm yurdu yağmurlar etkisi altına almaya başladı. Fazla tatlısu motorcusu olmamamıza rağmen, bu yolu keyifle yapmayı planladığımızdan ötürü, havalar bizi sıkıntıya soktu. 10 günlük hava tahminleri 10 günde de yağmur gösteriyordu geçeceğimiz yollarda.
Nitekim 24 Mayıs’ta çıkmama, gerekirse rotayı kısaltma kararı aldık. Oysa, seyahat öncesi, kamp ve pansiyon bir arada olacak bu yolun rotalarını büyük bir hevesle planlamıştım, nerede kamp yaparız, nerede öğretmenevi/pansiyonda kalırız, günlük kaç km yapar, nereleri görürüz diye. Olmadı. En azından 1 haftayı kurtaralım dedik, nasıl olursa olsun 28 Mayıs’ta yola çıkalım dedik. Ona göre bir rota planladım, telefonda rotayı söyledim, onayladık. 7 gün de olsa yine bir yol yapacaktık.
Motorlar : Honda sponsorluğunda CBF 500 (DE) ve NX650
Çanta ve yükler : Givi depo üstü çanta ve yan çantalar; çadır, mat ve uyku tulumunu alacak siyah bir çanta (çok kullanışlı bir şey ama), ufak bir sırt çantası (DE)
Richa depo üstü çanta, Hein Gericke yan çantalar, çadır, uyku tulumu ve mat açıkta (üf ne kabustu), 2 adet sırt çantası (bu da diğer kabus)
Foto makineleri : Sony Cybershot 5.1 Mp(DE)
Sony Cybershot S60 + Sony SPK-SA su altı kılıfı (ne akla hizmet aldım yanıma bilmiyorum), Canon 400D + 18-55 kit lens
GPS’ler : Garmin Etrex Vista (DE)
Magellan Explorist 200
1. Gün İzmir/İstanbul – Afyon yolu 325/400 km
Konuşulduğu üzere DE’nin sabah 9’da yola çıkacağından ve benim yolumun daha az olmasından dolayı 10’a doğru çıkmaya karar verdim. Her ihtimale karşı aldığım malzeme ve kıyafetleri doldurduğum çantalarımı bile tek başına aşağı indiremememden anlamalıydım bir sorun olduğunu. Yan çantalar ve depo üstü çantasını sabitlemek sorun olmadı, ama iş 4 ayrı parçadan oluşan bagajı 2 adet ahtapotla sabitlemeye gelince insan sıkıntılara gark oluyor. Evelallah o işi de ter içinde kalarak halledince yola çıkmaya hazırdım artık.
Kemalpaşa yolu üzerinden önce Uşak’a, ardından Afyon’a ulaşacaktım. Şehirlerarası, genel olarak sıkıcı, etrafında fazla manzarası olmayan, asfaltı fena olmayan bir yol. Radar korkumdan dolayı 80’i geçmiyorum, GPS’ten de kontrol ediyorum kilometre göstergem eksik gösterdiği için. Kula’da Snickers ve su ile geçiştirip, Uşak’a vardım. Burada da bisküvi ve Colalı öğle yemeğimi yedim. Afyon’a yaklaşırken Dumlupınar’a girmemezlik edilmez dedim, şehitliği ziyaret ettim.
Bu arada DE’nin Afyon’a varmış olduğu mesajını aldım. Bkz. kendisi de aşağıda, pardon motoru
Şehitlikten sonra biraz daha ilerde olduğu belirtilen anıtları görmek için devam ettim ama kaptırıp Kütahya’ya gitmemek için yoldan geri döndüm. Afyon İkbal tesislerine vardığımda saat 16’ya geliyordu. DE ile buluşup İkbal’in sucuk tabağından sipariş ettim. Yemek, üzerine içilen 2’şer Türk Kahvesi ve muhabbetten sonra merkeze giderek öğretmenevini aramak için motorlara yöneldik. Tam o esnada üstümüzden geçen bir kara bulut barındırdığı yağmuru üstümüze boca etti. 15-20 dakika sonra ortalık yine günlük güneşlikti.
Birkaç yere sorarak öğretmenevini bulduk ve yer ayırttık.
Eşyaları zor bir şekilde odaya çıkarıp, hazırlanıp şehri gezmeye giriştik. Ana caddeden yürüyerek kalenin üzerinde yükseldiği tepenin eteklerine geldik ve eski şehri büyük bir zevkle gezdik. Hava karardığında bile foto çekmeyi sürdürdük.
Caminin piramit çatıları ilgimizi çekti
Kalacağımız yere yürürken sağanak bir yağışla karşılaştık ve yolculuğumuzun bu şekilde devam edip etmeyeceği konusunda beyin fırtınası yaptık. Biraz ıslanmış olarak mekanımıza vardıktan sonra 2’şer Tekel Birası’nı çerez eşliğinde mideye indirip uykuya daldık.
Devam edecek... _________________ Harun Yalçındağ
1-1-1-4-1-?
Yamaha XT660R (Satıldı)
bu gün afyonla ilgili izlediğim ikinci gezi fotoğraflarıydı. ben afyona yerleşeli henüz 2 ay olduğu için sanırım şehri bu fotoğraflar ile tanıyacam .
ancak gezinizle ilgili bir şey ilgimi çekti. hondanın gezinin sponsoru olduğundan bahsetmişsiniz. bu konuyu tam olarak anlayamadım . gerçekten firmanın resmi sponsorluğu altında bir gezimiydi? _________________ Cerberus kimdir? http://www.ikiteker.org/modules.php?name=Forums&file=viewtopic&t=10242
ancak gezinizle ilgili bir şey ilgimi çekti. hondanın gezinin sponsoru olduğundan bahsetmişsiniz. bu konuyu tam olarak anlayamadım . gerçekten firmanın resmi sponsorluğu altında bir gezi miydi?
öyle olsaydı tüm Türkiye'yi gezerdim _________________ Harun Yalçındağ
1-1-1-4-1-?
Yamaha XT660R (Satıldı)
Kayıt: Apr 26, 2005 Mesajlar: 1118 Nerden: Istanbul
Tarih: Çrş Hzr 06, 2007 10:35 am Mesaj konusu:
DE'nin gül cemalini de ne zamandır buralarda görmüyorduk... İyi oldu bu geziyle kendisini de gördük...
Devamı için daha fazla bekletirseniz site sakinlerince linç edileceksiniz haberiniz ola... Ellerinize sağlık... _________________ ...ece... ciçek motorcu
CBF 150 - "taYYare"
Gece boyunca devam eden yağmur nedeniyle biraz endişelerimiz olmasına rağmen, sabah kahvaltısından sonra hazırlanıp motorların yanına indiğimizde yerlerin kuru, gökyüzünün ise yer yer kara bulutlarla kaplı olduğunu gördük. Bagajlarımızı elimizden geldiğince çabuk sabitleyip yola çıktık.
Antalya’ya gidişimizi Sandıklı, Dinar, Burdur üzerinden değil de, daha uzun ancak daha zevkli olacağını düşündüğümüz Akşehir üzerinden yapmaya karar vermiştik.
2. günün ilk durağı Nasrettin Hoca’nın memleketi Akşehir oldu böylelikle.
“Dünyanın Merkezi” üzerinde de poz verip,
kaplumbağayı inceleyip,
meydanı fotoğraflayıp,
yolumuza Gelendost üzerinden devam ederek
muhteşem viraj ve manzaralara sahip Eğirdir Gölü’nün yanından Eğirdir’e ulaştık.
Eğirdir Gölü’nün bir yolla ulaşılan adasına geçtik, meşhur levrek veya sazanından, mevsimi olduğu için önerilen levreği seçerek gölün manzarasını seyrettik.
Manzaraya ve rehavete kapılmamak adına yola devam etme kararı aldık ve Kovada Gölü’ne sürdük.
Akşehir’e giderken yolun yakınında olduğunu bildiğimiz ancak göremediğimiz Eber ve Akşehir gölleri gibi Kovada Gölü’nü de göremedik. Ancak Eğirdir’den Suçatı Çayı’na kadarki bölümün motorcular için harika bir yol olduğunu söylemeliyim. Çam ormanı içerisindeki milli parktan geçiliyor. Kısaca bol virajlı ve trafiği az!
Hayranlığımız Antalya’ya girene kadar sürdü. Antalya’yı ilk ve son kez 19 yıl olmuş göreli. Bir miktar büyümüş şehir. Kafesleri içindeki iki ayaklı hayvanları da ünlü sanırım. Motoru görünce üzerine kırma hastalıkları vardı. O kadar yolları aşıp şehre varabildiğimiz için bu tip olayları fazla iplemeden öğretmenevini bulmaya giriştik. Tüm şehri boydan boya geçtiğimiz yetmiyormuş gibi insanların da güzel tarifleriyle hedefimizi bulmamız biraz zaman aldı. Duşumuzu alıp giyinip aşağı indik, birer yorgunluk birasını ihmal etmedik tabi.
Ancak bir bira bile yorulduğumu anlamama yetti. 23 civarı bir saatte uyumaya çekildik.
Kayıt: Jun 23, 2005 Mesajlar: 2823 Nerden: İSTANBUL
Tarih: Prş Hzr 07, 2007 2:01 pm Mesaj konusu:
Ooo, Harun'un yüzünü göreceğiz uzun zaman sonra derken, bir de yanında Eylem geldi. Özlemiştik ikinizi de. Ne güzel gezmişsiniz. Harita üzerinde rota isteriz.... _________________ Motosiklet Teorisi ni ve Motosiklet Yol Sanatı nı okuyalım, okutalım...
Ooo, Harun'un yüzünü göreceğiz uzun zaman sonra derken, bir de yanında Eylem geldi. Özlemiştik ikinizi de. Ne güzel gezmişsiniz. Harita üzerinde rota isteriz....
abi, normal harita üzerine fosforlu kalemle çizip taradım, 7. günün sonunda ekleyeceğim _________________ Harun Yalçındağ
1-1-1-4-1-?
Yamaha XT660R (Satıldı)
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız