Arama     Konular    
  Üye Ol antalya escort Ana Sayfa  ·  Konular  ·  Dosyalar  ·  Hesabınız  ·  Haber Gönder  ·  Top 10  ·  T.C Karayollari Haritasi  
Ana Menü
· Ana Sayfa
· 2. El Ilanlar
· Anketler
· Ansiklopedi
· Arkadaşına Tavsiye Et
· Arşiv
· Bize Ulaşın
· Dosyalar
· Faydalı İçerik
· Forumlar
· GizlilikPolitikasi
· Haber Gönder
· Hakkimizda
· Harita
· Konu Başlıkları
· Oyun Alanı
· Top 10
· Videolar
· Web Links
· Üye Günlüğü
· Üye Listesi
· İzlenimler
· Özel Mesajlar

Kimler Sitede
Şu an sitede, 589 ziyaretçi ve 0 üye bulunuyor.

Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.

Giris
Nickname

Şifre

Guvenlik Kodu: Guvenlik Kodu
Guvenlik Kodunu Yeniden Yaziniz

Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.

Dost Siteler
www.webevi.com www.lamaorda.com www.saglikbilgisi.com www.bilgisayarbulteni.com www.thelostdownload.com www.ucretbordrosu.com


Ikiteker Motosiklet Fan Klubu - Motosiklet ve motosikletli yasam kulturu: Forums

Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi :: Başlık Görüntüleniyor - Berlin'in kuzeyinde virajlı yollar arayışı
 YardımYardım   AramaArama   Kullanıcı GruplarıKullanıcı Grupları   ProfilProfil   Özel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapınÖzel mesajlarınızı kontrol etmek için giriş yapın   GirişGiriş 

Berlin'in kuzeyinde virajlı yollar arayışı
Sayfa 1, 2  Sonraki
 
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar
Önceki başlık :: Sonraki başlık  
Yazar Mesaj
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 10:37 am    Mesaj konusu: Berlin'in kuzeyinde virajlı yollar arayışı Alıntıyla Cevap Ver

Ağır geçen kış mevsiminin ertesinde geçen cumartesi motorun söküp eve çıkarttığım aküsünü taktım. Gerekli sıvı kontrollerini, zincir yağlamasını yapıp üzerini tekrar örttüm.

Pazar günü her nedense sabah 7'de uyandım. Hayret, dışarıda epeyce canlı bir güneş vardı! Hemen giyinip dışarı çıktım, bomboş sokaklarda Berlin'i turlamaya başladım. Aklımda bir kaç yer vardı, şimdi hep beraber gazlayıp oralara gidelim...



İlk durağımız Berlin'in yeni tren garı. Almanya'nın genelde her şehrinde "Hauptbahnhof" dedikleri bir "Ana Tren Garı" bulunur. Bu başka dillerde "Central Station" dedikleri terim olsa gerek. Berlin Almanya'nın nüfus açısından en kalabalık şehri olmasına ve savaş öncesi-şimdi uzun yıllar başkent olmasına rağmen ana bir tren garına sahip değildi. Daha doğrusu bana sorarsanız buna sahipti ancak bunun ismi "Ana Tren Garı" değildi (Bkz. Zoologischer Garten). Şimdi onu inşa etmekle meşguller. 2006 kupasına yetiştirmek için de deli gibi çalışıyorlar:



Bu bina eski Berlin Duvarı'nın güvenlik alanı olarak kullanılan boşluk üzerinde inşa ediliyor. Berlin Duvarı doğu ile batıyı ayıran bir duvar olmakla beraber şehir içindeki bölümü genelde çift duvardan oluşuyor, bu iki duvar arasında yer yer 200-300 metreyi bulan bir güvenlik bölgesi yer alıyordu. Duvar kalktıktan sonra şehrin ortasında yer alan, kuzeyden güneye inen bu büyük boşluk, üzerine inşaat yapacak çok değerli bir kentsel alana dönüştü.



Bu noktadan yola çıkarak, genelde turistlerin işgali altında olan Brandenburg Kapısı'na gidiyorum. Sabahın 8'inde kimseler yok tabii:



Bu kapı Berlin'in bir numaralı turist çekim merkezi. Eski surların-şehrin en büyük kapısı, Brandenburg şehrine(Batıya) gitmek için kentten dışarı çıkış noktası. Berlin Duvarı esnasında doğuda kalmış, önünden duvar geçmiş. İleride onu da yazacağım.

Kapıdan biraz daha güneyde, yaklaşık 500 metre uzakta Potsdamer Meydanı var. Bu bölgeye doğru gidiyorum.



Fotoğrafta görüldüğü gibi inşa halinde olan binalara bu tür reklamlar alarak hem bina için bir gelir elde edilmiş oluyor, hem de inşaatın dışarıya çirkin bir biçimde yansıması engelleniyor. Bu arada yeni Audi TT'ni tanıtımı da geçen hafta Kapı'nın önünde yapıldı.

Potsdamer Meydanı şehrin yeni çekim merkezi. Endüstri devrimi sonrasında Berlin aniden büyüyüp nüfusu 3 milyona ulaşınca, yeni ticaret merkezleri kurulmuş, bu meydanın aniden yıldızı parlamış. Dünyaca ünlü şirketler 1940 öncesi hep bu meydana gelip yerleşmişler.



İkinci Dünya Savaşı'nda Berlin çok hasar almış. Özellikle merkezde taş taş üstünde kalmamış. Potsdamer Meydanı da bu yıkımdan payına düşeni almış:



Meydan Almanya'nın ikiye bölünmesi ile beraber Berlin Duvarı'nın güvenlik bölgesinde kalmış, 30 yıl kadar "no man's land"-kimseye ait olmayan- bir alan olarak nitelenemiş.

İki Almanya'nın birleşmesi ile beraber hükmet kararı ile bu bölgede pek çok meşhur mimarın katılımıyla bir ticari yerleşme projesi yapıldı. Bu projenin sahipleri Daimler-Chrysler, Sony, Alman Devleti, Hyatt gibi kurumlardan oluşuyor. Proje 1997'de uygulamaya kondu, 5 yıl gibi kısacık bir sürede bitirildi:



Hikayeyi geçeyim, meydana varınca turistik amaçlı korunmuş Berlin Duvarı parçasının yanına parkediyorum. Duvarın izi bütün şehir boyunca sembolik olarak yerde korunmuş durumda:



Sol taraf doğu, sağ taraf batı.

Hava güneşli olmasına rağmen henüz soğuk. Ancak bugün Berlin'in çevresinde virajlı bir yol bulma niyetindeyim. Berlin'in güzel köprülerinden Schinkel'in köprüsüne gidiyorum. Arkada Bergama Müzesi.



Saat 9 olmak üzere. Parkettiğim yerde sabah hazırladığım sandiviçi yerken haritayı önüme açıp bulabileceğim en virajlı yolu arıyorum.

Devamı biraz sonra(photobucket bakımdan çıkınca)


Sanço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
coolrider
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jan 01, 2004
Mesajlar: 865
Nerden: Edremit

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 11:00 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Gelsin mısır pörtlekleri... Şimdi de Photobucket mazereti çıktı. Taksitle yazmak huyumdur demiyor da icon_razz.gif ...
_________________
72' Ahmet ERTÜR
70' BMW R 75/5 (Yorgun Frolayn)
05' BMW R 1200 GS (Sarı Şekerim)
05' Kanuni 125 Cheetah (Kara Uçurtma)

CR'dan güvenli sürüş önerisi: Motorumuzu bir gün çocuğumuzun sürmesini isteyeceğimiz gibi sürelim!
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
barisd
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 19, 2003
Mesajlar: 209
Nerden: İstanbul

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 11:15 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Benim gibi kisiler isyerindeki proxy'ler yuzunden photobucket'taki fotolari goremiyorlar, keske baska bir site bulsak o is icin. Bir zamanlar imagecave.com vardi ama artik o da calismiyor sanirim.
_________________
Barış Demirağ
İstanbul
V-twin
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 11:53 am    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Haritayı önüme açıyorum. Berlin'in dışı aslında savaş sonrası Doğu'da kalmış fakir köylerden oluşuyor. Bazılarının yolları oldukça kötü. Ana yollar ise bu aralar yeni asfalta kavuşuyorlar.

Şehrin güneyinde virajlı bir yol yok gibi. Harita üzerindeki gezinmemi kuzeye çeviriyorum. Hah! işte kuzeyde, Prenzlau tarafında bir yerler var gibi...



Bu bölgeyi daha önce haritada görmüştüm. Etrafı sularla çevrili bir yol, 9 numaradan sonrası epeyce virajlı gibi görünüyor. Şehirden hızla çıkıyorum. Güneş kayboluyor, hava ısınacağı yerde soğuyor. Ara sıra durup bir iki fotoğraf çekiyorum.



Etrafta kimseler yok. Ara sıra karşılaştığım motorcular var. Bazı aileler de bisikletleri arabaların arkasına takmışlar, bölgeye pedal çevirmeye gidiyorlar. Bu bisiklet turları hafta sonu yapılacak en keyifli işlerden biri. Araba yoksa da bisikleti trene yükleyip her yere gitmek mümkün.

Doğrultumu Rheinsberg'e çeviriyorum. Aradığım yol işte şurası:



Buraya ulaşabilmek için neredeyse 100 kilometre kuzeye çıkmam gerekiyor. Ancak haritada bulabildiğim "en bi" virajlı yol burası olduğu için yola devam ediyorum. Yol oldukça güzel bir Doğal Park'ın içinden geçiyor:



Sonunda Rheinsberg'e ulaşıyorum. Burası klasik bir Doğu Almanya kasabası. Yolları parke taş döşeli, her yerde bakım-onarım çalışması. Burada bir de yazlik saray var. Sarayın cephesi onarım için kapatılmış, internetten bulduğum bir başka fotoğrafı var:



Rheinsberg'i geçer geçmez aradığım yola kavuşuyorum. Yine iki tarafı ağaçlıklı, virajları biraz daha fazla, etrafında göller olan bir yol bu. İşin en kötü tarafı köylerin içinde 50km/s. hıza düşmek gerekiyor ve en iyi virajlar hep köy içlerinde.

Etraf sulak olduğu için bol bol balık lokantası tabelasına rastlıyorum. Berlin-Ikiteker grubu olarak adlandırdığım bir grubu bir lokantanın önünde attan inerken görünce yanaşıp "Buranın nesi meşhur bilader?" diye sormadan edemiyorum. Anladığım kadarı ile pek çoğu balık çiftliklerinde yetiştirilen bir nevi tatlı su balığı varmış. Bana çok enteresan gelmiyor, devam ediyorum.

Çevrede gördüğüm küçük göletlerin pek çoğu aslında bir nevi bataklık. Zaten Berlin de bataklıkların kurutulması ile ortaya çıkan bir toprak parçası üzerine kurulmuş. Rüzgar çok artıyor, görülen köyden tırıs tırıs geri dönüyorum.



Saat 12 civarı ve bölgede kötü bir rüzgar var. Motorum görece hafif olduğu için arada bir rastladığım virajlarda da kahramanlık yapmadan gerisin geri dönüyorum. Aynı yolu kullanmayayım diye Rheinsberg'den harita üzerinde gördüğüm tali bir ola sapıyorum ancak o da nesi, yol birden beton yol haline dönüşüyor!!



Beton yol dediğime bakmayın. Arası delikli prefabrikasyon betonları getirip toprak yolun üzerine atıvermişler. Üzerinde motor sürmek korkunç bir eziyet halini alana kadar devam ediyorum. Klasik bir Doğu alman yol inşaat tekniği; ucuz, basit. Bakıyorum ki olacak gibi değil, geri dönüyorum.

Bir yol ayrımında durup haritama bakıyorum. Daha önce gidip buraya yazamadığım Eberswalde diye bir kasaba var ve buraya sadece 100 kilometre uzakta. Rotamı o yöne doğru çeviriyorum:



Güneş biraz açar gibi oluyor. Yol kasabaları bağlayan ana yol olduğu için oldukça rahat. Ancak yolda korkunç karnım acıkıyor, mola vermek ihtiyacındayım. Eberswalde'nin girişindeki Finow adlı köyde yol üzerinde McDonald's var, oraya kadar sabretmek zorunda kalıyorum çünkü etrafta hiç kimse-açık hiç bir yer yok. İnler ve cinler karşılaşmasından bir fotoğraf:



Zar zor mola yerine kendimi atıyorum. Orada ne yenebilirse ondan yedikten, güneşin en fazla yakıcı olduğu cam önünde 20 dakika oturduktan sonra tekrar yola çıkıyorum.



Eberswalde'ye vardım. Oldukça büyük bir yerleşim. Ancak ben hep pazarları geldiğim için her zaman olduğu gibi burası da bugün ölü gibi. Yine içinden geçip Berlin'li motorcuların cenneti şu yola giriyorum:



Yolda bir kaç sert viraj var ve tamamı şehir dışı. Ohh be!! Gelen geçenle selamlaşıyorum. Uzunluğu birkaç kilometre olduğu için geri dönüp bir daha geçiyorum. Sonunda Aşağı Finow Schiffshebewerk'ine ulaşıyorum:



Bu ne ki? Yakında ağaçlar yeşillenecek ve şöyle görünecek:



Üzerine insanlar da çıkmış, gezinip duruyorlar. Garip görünüşlü bir sanayi yapısını andırıyor:






Ne olduğuna dair küçük bir tahminde bulunmak isteyen var mı?


Sanço
(Devamı az sonra, huyum kurusun)
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
taner
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Mar 31, 2004
Mesajlar: 741
Nerden: istanbul

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 1:54 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Yine keyifli bir Sinan gezi raporu klasiğinin içinde buldum kendimi... Tarihi geçmişi ile çok dramatik bir şehir olan Berlin'i de kısaca hatırlamış olduk böylece, teşekkürler icon_wink.gif


sinanozgen demiş ki:
...Sonunda Aşağı Finow Schiffshebewerk'ine ulaşıyorum:



Bu ne ki?
Ne olduğuna dair küçük bir tahminde bulunmak isteyen var mı?....



İpucunu icon_razz.gif alarak tahmin hakkımı gemi yükseltme fabrikası/tesisi (ne demekse icon_smile.gif ) olarak kullanıyorum... Berlin'de gemi ile ilgili bir yerin neden bulunduğunu da ev sahibimiz açıklar herhal icon_smile.gif



Yoksa şaşırtmaca mıydı bu soru diye de bir düşünmüyor değilim diğer taraftan icon_rolleyes.gif
_________________
Taner Üstün
Honda XRV 750 Africa Twin'03
yol gidilmez yaşanır
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
Ilker
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Aug 13, 2003
Mesajlar: 2531
Nerden: Bruksel

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 2:07 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver




Boyle yuksekte ve Berlin gibi su olmaz yerde bulunduguna gore Zeplin inis yeri veya insa alani filan olabilir mi? Bkz. Öehy, amma salladı be! icon_rolleyes.gif
_________________
Entia non sunt multiplicanda praetar necessitatem¹...


Ilker Eryilmaz
2004 Suzuki SV650 S
Belcika/Bruksel
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 2:18 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

taner demiş ki:


İpucunu alarak tahmin hakkımı gemi yükseltme fabrikası/tesisi (ne demekse) olarak kullanıyorum... Berlin'de gemi ile ilgili bir yerin neden bulunduğunu da ev sahibimiz açıklar herhal...

Yoksa şaşırtmaca mıydı bu soru diye de bir düşünmüyor değilim diğer taraftan



Hayır hayır, kesinlikle bir şaşırtmaca yok. İlk gördüğümde ben de oldukça şaşırmıştım.

Bu bir gemi asansörü:



Almanya ile Polonya'yı ayıran Oder Nehri'ni Havel Suyu'na bağlayan bir kanal Niederfinow kanalı. Ancak arazideki (nasıl olduysa) yüksek bir tepe yüzünden, buraya 1927-34 yıllarında bir asansör inşa edilmiş.



Binanın kesiti şöyle:



Aşağı kanaldan gelen gemiler(elbette bunlar akarsu gemileri) boş ağırlığı 1800 ton, su dolu ağırlığı 4300 ton olan asansör kabinine giriyorlar. Belli saatleri var, gemiler yaklaşık 40-45 metre yukarı çekiliyor ve yukarıdaki kanaldan yollarına devam ediyorlar.

Avrupa'daki bu nehir ve su kanalları konusu oldukça enteresan. Mesela Berlin'den tekne ile yola çıksak Paris'e, hatta Londra'ya kadar gitmek mümkün. Bu asansörlerden bildiğim kadarıyla Almanya'nın pek çok yerinde var, bu Eberswalde'deki olarak tanınıyor. Teknik bilgileri şöyle:



Asansör yuvasının kabin yukarı çıktıktan sonraki hali:



Bu kadar temiz ve kuru bir asansör boşluğu da sadece Almanya'ya özgü herhalde...

Asansörü karaya bağlayan içi su dolu kanal da tam 157 metre uzunluğunda:



Etrafta enteresan motorlar var. Bunlardan bir tanesi ki bu motoru hep çok enteresan bulmuşumdur; Yamaha GTS 1000



Tek kollu ön düzeneğe dikkat!

Moto-park fotoğrafını da sevdiğine ulaşamayan sevgililer adına cocacoIa'ya adıyorum:



Buradan yola çıkarak kanal boyunca Berlin'e doğru yol alıyorum. Yolda pek fotoğraf çekemedim, geçen sene çekmiş olduğum bir manzara fotoğrafını koyacağım:



Berlin'e inmek için şu yolu takip edeceğim:



Yine hayalet kasabalardan geçerek Berlin'e ulaşıyorum:




Hikayemizi sürprizli bir son bekliyor. 15 dakika içinde burada...



Sanço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
cumbaba1
Yeni Kullanici
Yeni Kullanici


Kayıt: May 18, 2005
Mesajlar: 37
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 2:48 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Saygıdeğer Sanço Panço

15 dakikalık süreniz dolmuş bulunmaktadır. İş yerindeki bilgisayarımdan baktığım için merakımı da yenemediğim için ve sayfayı her 30 saniyede refresh etmekten sıkıldığım için size bu msajı gönderiyorum. Çatlayacağım burada ve bitirmem gereken kocaman bir rapor var. Lütfen çabuk .

Sevgiler
Mişel Franci Istanbul
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger MSN Messenger
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 3:00 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Berlin'e inince hava yine günlük güneşlik bir hal alıyor. Önce yıkılmaya başlanan Cumhuriyet Sarayı (Palast der Republik)'nın önüne gidiyorum.



"Ne yıkılması" derseniz, bu bina 1970'lerde Doğu Alman Devleti tarafından bombardımanda yıkılan Berlin Şehir Sarayı'nın yerine yapılmış.

Bu eski sarayın fotoğrafı:



Bombardıman sonrası yerinde sadece enkazı kalmış, bir bölümü onarılıp müze olarak kullanılmış:



Sonra Almanya ikiye bölünüp Doğu Alman Cumhuriyeti kurulunca, o dönemdeki yönetim eskiyi hatırlatan her şeyi yıkmaya karar verip bu binayı tamamen yıkmış.

Yerine de en yukarıda enkazı görülen Cumhuriyet Sarayı yapılmış. Bu bina da çok enteresan aslında. Doğu Alman Millet Meclisi Binası olmasına rağmen yarısı meclis binası, yarısı da tiyatro ve dans klübü-bir nevi halkevi- imiş.

Ancak iki Almanya birleşip devlet yönetimi Batı'nın eline geçince bu sefer de onlar Doğu'dan kalan ne gibi izler varsa onları ortadan kaldırmaya başladılar. Cumhuriyet Sarayı şöyle bir bina idi:



Ana meclis salonu:



Sonra birdenbire duvarlarında yalıtım malzemesi olarak asbest kullanıldığı saptandı ve temizlik adına tamamen soyularak en yukarıda görmüş olduğunuz çıplak-çirkin görünen hale sokuldu.

Şimdilerde tartışmalar çok. Yıkılmaya başlandı. Eski Şehir Sarayı'nı yeniden yapıp bir kısmını müze, bir kısmını da alışveriş merkezi yapacaklarmış.

Benim anladığım kadarı ile Berlin'i dunya şehri yapmak için tekrardan inşa etmeye çalışırken diğer şehirlerdeki bazı "artılar"ın savaş yüzünden yok olmuş olmasına hayıflanıp, onları tekrar elde etmeye çalışıyorlar. Bir nevi Paris-Louvre örneği gibi(altı çarşı, üstü müze).

Buradan yola çıkıp şimdiki meclis binası Reichstag'a gidiyorum. Binanın içi Mimar Sir Norman Foster tarafından yeniden düzenlendi. Tepesindeki kubbeye çıkış serbest, meclis günlük çalışmalarını bu binada yapıyor. Önündeki kuyruk da ziyaretçilerin tepeye çıkmak için oluşturduğu giriş kuyruğu:



Son olarak da Brandenburg Kapısı'nın arka yüzüne gidiyorum. Duvar'ın varlığındaki eski haline bakalım:



Bugün ise duvarın sadece izi var. Yerdeki izi üzerindense turistler bir doğuya bir batıya geçiyorlar:



Orada görülen araba ise Audi TT'nin tanıtımından kalma. Dünya Kupası boyunca orada kalacak bir enstallasyon.

Tam bu sırada telefonum çalıyor. Önümüzdeki Eylül motorumun TÜV kontrolü geldiği ve bu aralar motora binecek pek vaktim olmadığı için motoru bir önceki gün internet üzerinden satılığa çıkartmıştım. Arayan Berlin'den bir arkadaş. "Neredesin?" diyor. "Kapıdayım" cevabını alınca 15 dakika içinde gelip motora bakıyor. Bir nezaket indirimi yapıyorum. Rudolf salı (dün) günü motoru gelip satın alıyor.




Duvar kaplamaları sökülmüş enkaz halindeki Cumhuriyet Sarayı gibiyim...







Bitti




Sanço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
furiousangel
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Sep 09, 2004
Mesajlar: 446

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 3:19 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Şöylece bir gözden geçirdim akşama saklıyorum, bir iki bira gider yanında.
Her zamanki gibi çok güzel rapor, emeğin için teşekkürler..

Aa şimdi fark ettim, satışında yeni alacağında şimdiden hayırlı olsun.
Ne geliyor acaba icon_rolleyes.gif
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi MSN Messenger
VAP53
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 28, 2003
Mesajlar: 12125
Nerden: İstanbul/Çanakkale

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 3:21 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sinan yine guzel bir rapor dokturmussun. Insallah buyudugumde sizler gibi guzel raporlar yazmayi ogrenecegim. icon_rolleyes.gif

O motosikletlerin kafadan yanasarak park etmeleri dogru mu acep? icon_wink.gif
_________________
Sevgiler.
V.Ahmet PINAR - IST. & Geyikli

Turkiye durmaksizin doguya giden bir gemidir, bazilari bu geminin guvertesinde batiya dogru kosarak batiya gittiklerini sanarlar (Filozof Sakallı Celal).
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
majestic
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: May 18, 2004
Mesajlar: 239
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 3:31 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Sinan

Beynimin icinde calan Bach' in Brandenburg koncertolari esliginde okudum yazini cok da keyif aldim. Ama en sonunda motorundan ayrilman cok uzucuydu. Umarim onu unutturacak yeni bir tane gelir yakinda

Selamlar
_________________
Turgut Birdal
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi
taner
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Mar 31, 2004
Mesajlar: 741
Nerden: istanbul

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 4:31 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

Motoru satma konusu sürpriz oldu gerçekten, hayırlısı diyelim, bakalım ne gelecek bundan sonra?


sinanozgen demiş ki:
taner demiş ki:


İpucunu alarak tahmin hakkımı gemi yükseltme fabrikası/tesisi (ne demekse) olarak kullanıyorum... Berlin'de gemi ile ilgili bir yerin neden bulunduğunu da ev sahibimiz açıklar herhal...


....Bu bir gemi asansörü...


Yükseltme fabrikasının bir kısa ismi olmalıydı tabii icon_smile.gif





sinanozgen demiş ki:
...Aşağı kanaldan gelen gemiler(elbette bunlar akarsu gemileri) boş ağırlığı 1800 ton, su dolu ağırlığı 4300 ton olan asansör kabinine giriyorlar. Belli saatleri var, gemiler yaklaşık 40-45 metre yukarı çekiliyor ve yukarıdaki kanaldan yollarına devam ediyorlar...


Bir de akşam geyiği sorusu: Boş ağırlığı 1800 ton, su dolu ağırlığı 4300 ton olan bu asansör kabinine 200 tonluk (attım) bir gemi girerse kabindeki ağırlık ne olur?




sinanozgen demiş ki:
... Avrupa'daki bu nehir ve su kanalları konusu oldukça enteresan. Mesela Berlin'den tekne ile yola çıksak Paris'e, hatta Londra'ya kadar gitmek mümkün...


Avrupa ülkelerinde gerçekten taşımacılıkta önemli yer tutuyor bu kanallar. Bazı şehirleri ortadan ikiye bölüyor, bazı ülkeler arası sınır oluşturuyor. Hazır nehir ve su kanalları konusu açılmışken geçen ay çektiğim bir Tuna resmini ekleyeyim buraya, hangi şehir olduğunu tahmin eden var mı?


_________________
Taner Üstün
Honda XRV 750 Africa Twin'03
yol gidilmez yaşanır
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder E-mail'i gönder AIM Adresi
sinanozgen
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Jul 25, 2003
Mesajlar: 2136

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 5:25 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

taner demiş ki:


Bir de akşam geyiği sorusu: Boş ağırlığı 1800 ton, su dolu ağırlığı 4300 ton olan bu asansör kabinine 200 tonluk (attım) bir gemi girerse kabindeki ağırlık ne olur?



Geçen sene çektiğim fotoğraflar vardı, bulunca sorunun cevabını fotoğraflı olarak verecegim.

taner demiş ki:


Hazır nehir ve su kanalları konusu açılmışken geçen ay çektiğim bir Tuna resmini ekleyeyim buraya, hangi şehir olduğunu tahmin eden var mı?



Zincirli Köprü'nün olduğu şehir, hatta fotoğraf bu köprüden çekilmiş icon_razz.gif



Sanço
_________________
"Tomkedi"miz, Umut Akçalı'nın anısı önünde saygıyla eğilirim.
Aç Kapakları Norveç, Eicma Milano'dan banttan yayın
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
3teker
Tecrubeli Uye
Tecrubeli Uye


Kayıt: Sep 23, 2003
Mesajlar: 152
Nerden: Istanbul

MesajTarih: Çrş Nis 19, 2006 6:20 pm    Mesaj konusu: Alıntıyla Cevap Ver

sinanozgen demiş ki:
Rudolf salı (dün) günü motoru gelip satın alıyor.


Sinan paylaşım için teşekkürler. Bu arada, motor almayı düşünüyor musun? Evet ise listende neler var?
_________________
bbhakan
Başa dön
Kullanıcı profilini gör Özel mesaj gönder AIM Adresi Yahoo Messenger
Mesajları göster:   
Yeni Başlık Gönder   Cevap Gönder    Ikiteker Motosiklet Grubu Web Sitesi Forum Ana Sayfası -> Geziler/Toplantilar Tüm saatler GMT
Sayfa 1, 2  Sonraki
1. sayfa (Toplam 2 sayfa)

 
Forum Seçin:  
Bu forumda yeni konular açamazsınız
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz
Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz
Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız
Forums ©

   
 

All logos and trademarks in this site are property of their respective owner. The comments are property of their posters, all the rest © 2002 by me
You can syndicate our news using the file backend.php or ultramode.txt