Kayıtlı değilsiniz. Buraya tıklayarak ücretsiz kayıt olabilirsiniz.
Giris
Hala hesabınız yok mu? Hemen açabilirsiniz. Kayıtlı bir kullanıcı olarak tema yönetici, yorum ayarları ve isminizle yorum gönderme gibi avantajlara sahip olacaksınız.
Çok fazla aşk ve(ya) ayrılık şiiri yazmam aslında ama, bunu paylaşılabilir derecede beğeniyorum..Umarım sizde beğenirsiniz.
Alıştım acısına da, gidişine de.
Gittiğinde günlerin uzayışına biraz bozuluyorum.
Aklımdan da çıkardım, ne yazık.
Rüyalarımda duruyor şimdilik. Rüyalara söz geçmiyor...
Eğleniyorum zaman zaman. Unutuyorum çoğu zaman hatta.
Başka kadınlara bakıyorum bir zamandır.
Dostlarla dolaşıyorum. Naber diyene iyidir diyorum kibarca. Konusunu açmıyorum.
Yoruldum doğrusunu istersen. Rüyamda görüp, yokluğuna uyanmaya.
Onu da umursamamaya çalışıyorum.
Bazen bir yaş süzülüyor içimden kopup. Kızıyorum. Bu son gözyaşı döktüğüm dediğimden beri ara ara yokluyor.
Ama bazı zamanlar var ki doğrusunu istersen, tir tir titriyorum.
Kahretsin işte o zamanlar onu bir yaprak gibi özlüyorum...
O zamanlar yanan yüreğimi göz yaşlarımda eritiyorum.
Dönüşü yok biliyorum, dönmesini de istemiyorum doğrusunu istersen geri.
Ama işte o zamanlar var ya, en azından gelip gömse diyorum
Ne kaldıysa artık benden geri.
beğenmez miyiz hiç.... çok güzeldi....
diğer şiirlerini de bekleriz...
elbette..
Yeşili bir başka ömrümün.
Sarısı bir başka.
Gölgesinde silüetler var,
Yansımaları suda başka başka.
Farklı bir ahenkte çoğu zaman.
Ne dinginlik arayışında, dallanıp budaklanıp göğe uzar
Ne de karanlığında yoğunluğun, belki de yeşilinde derenin.
Yerin seni çektiği kadar ağırsın,
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın,
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç...
Sevdiklerin kadar iyisin,
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün,
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun.
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın.
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer;
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret,
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın.
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın,
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak,
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir,
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli,
Bebek ağladığı kadar bebektir.
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin,
bunu da öğren,
Tarih: Sal Nis 18, 2006 9:26 am Mesaj konusu: Teoman'dan Yollar adlı şarkının sözleri; içimden geldi...
Gözlerim kör karanlıkta
Kör kuyunda
Boğulursa
Tenim benim olmadıysa
Yitirilmiş
Tutsak olmuş
Düşman olmuş
Milyon defa tekrarlanan
Hayatımsa
Gizli bağın çözüldüyse
Yollar varsa
Pahalıysa
Uzun kısa ya da darsa
Artık hiç farklı olmayan
Sıkıldığın
Hayatınsa
Aslında yollar
Yalanını görmez yaraları sarmaz
Hiç bitmez
Aslında yollar
Daralıp açılmaz sonuna da varmaz
Hem varsan da farketmez ki
Oldum oldum çocuk kaldım
Yüreğimden yaralandım
Bir yer olsa
Huzur sunsa
Dizlerim üstünde çöksem
Sonsuz yolu aydınlansa
Günün ilk ışığında
Son birkez nefes alsam
Kaybolsam gözyaşında
Kayıt: Mar 15, 2006 Mesajlar: 40 Nerden: İstanbul / Anadolu
Tarih: Sal Nis 18, 2006 5:40 pm Mesaj konusu:
Aşık Olmadan Bir Düşün...
Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar olduğunu
fark edeceksin...
Sokağa firlayacaksin...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldiği gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir
yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan sağlik."
"Yaşamak güzel."
"Boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksin...
Göz yaşlarindan etrafı göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az
sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok
seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da "Yarın kıyamet
kopacakmış" deseler başını
kaldırıp Ne dedin?" diye sormayacaksın...
Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabalıkların arasında kaybolmak...
İkisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtiğin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittigin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksın...
Biri sana içindeki acıyı söküp atabileceğini
söylese,kaçacaksın...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı
yaşamak için direneceksin...
Hayatının geri kalanını onu düşünerek geçirmek
isteyeceksin....
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksın...
Hiçbir şey oyalamayacak seni...
ilaçlara siğinacaksın...
Birkaç saat kafanı bulandıran ama asla onu
unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camın arkasından
seyrettiren...
Bütün sarkilar sizin için yazılmış gibi
gelecek... Boğazın düğümlenecek,
dinleyemeyeceksin... Uyumak zor, uyanmak kolay
olacak...
Sabahi iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç güneş doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne
çıkana sarılmak isteyeceksin
Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasını istediğin...
Her sıçrayarak uyandığında onun adını söylediğini
fark edeceksin...
Telefonun çalmasını bekleyeceksin...
Aramayacağını bile bile...
Her çaldığında yüreğin ağzına gelecek...
Ağlamaklı konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canın yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp
tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kıymetini bilmediğin
için nefret edeceksin...
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir anının olmadığı bir yerlere gidip
yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yaşayacaksın...
Buna yaşamak denirse...
Razı mısın bütün bunlara...?
Hazır mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde aşık olabilirsin.
Binlerce yıl öncesinden arta kalan
Bir buluntuyum ben
Dalgın yürürken ayağınıza takılan
Ya da bir çürük diş
Nice ağrılardan
Uykusuzluklardan sonra
Söküp atılan
Ama kimi günler ara sıra
Belli belirsiz bir dalgınlıkta
Dilinizde eksikliği duyulan
Kime ait olduğunu bilmiyorum, seneler önce bir arkadaşım bana hediye etmişti
Kayıt: Oct 13, 2003 Mesajlar: 1101 Nerden: Bandırma
Tarih: Çrş Nis 19, 2006 8:32 am Mesaj konusu:
its only a moment..
A moment that covers all of your life,
A moment, just takes a week..
... A week which means a life for a butterfly...
A moment that you die for,
Or a moment that you really die..
İts only a moment...
Who knows the moment ?
Or who lives for the moment ...
Bu forumda yeni konular açamazsınız Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı değiştiremezsiniz Bu forumdaki mesajlarınızı silemezsiniz Bu forumdaki anketlerde oy kullanamazsınız